Deli Hüseyin

Deli Hüseyin

Canımın, canına okuyanı sensin, buna rağmen hala daha aşktan bahsedebiliyorum, sevmek diyorum mesela, soranlara anlatırken, gönül diyorum, gönül kırgınlıkları içerisinde yaşıyor olsam da…

Yokluğun beni zora sokuyor her gidişinde, kim var ki böylesi hüzünle tanışmış olsun genç yaşında ve böyle bir sızı doldurmuş yüreğine ve taşıyor olsun ömür boyunca?

Öylesine üzüntüler değil yaşadıklarım, ecele kafa tutan bir canlı gibi dolaşıyorum yeryüzünde ve inanılır gibi değil ama buna katlanacak da bir sabrı besliyorum ruhumun kırıntılarıyla!

Geçenlerde yine, yeni bir kâbus yaşadım sayende!

Tam şuramda, yani yüreğimin ortasında bir yerlerde katlanılması güç bir sızıyla uyandım yatağımdan. Acelesi olan bir yolcu gibiyim, bavullar bir yanda, kıyafetlerim bir yanda savrularak yetişmeye çalışıyorum sana!

Yokluğunu yazdığım sayfalar gibi, çoğalıyor sana olan zaafım ve gün geçtikçe artıyor sanırım artçılarım! Depremlerim ağır hasarlı olacak sanırım, çünkü yakında bir desteğe ihtiyacım olabilir, hem bu ilaçlar beni daha ne kadar ayakta tutabilir?

Babam da çıkıştı birkaç gün önce, bırak şu kızı dedi, tanıyan kim varsa hepsi sana düşman gibi, bir ben miyim, sendeki güzelliği görebilen veya öyle olduğunu sanan!

Böyle söylüyorum ama sen yine de alınma olur mu, sensiz geçen bir geçmişin yanına, yine sensiz olacak bir gelecek yazmak istemiyorum!

Yeşillim, senin mutluluğunu düşünüyorum sürekli, peki ben ne olacağım sen bir kez bile düşündün mü? Ne olacak bu halim, senin tek damla gözyaşına kıyamayan kişi şimdilerde sensizliğin sularında can çekişiyor. Bir kere bile hissetsen yokluğunun acılarını o zaman çok iyi anlardın yaşadığım bu sancıları!

Ben zorluklarını ve kolaylıklarını bilirim bu aşkın ama sen hiçbir şeyini bilmiyor ve karışmıyorsun. Haksızlık değil mi sence de bu kadarı ve ben daha ne kadar katlanabilirim bu sonu gelmez aşkın girdaplarına, fırtınalarına?

Birazcık ben olabilir misin, hani, belki beni de anlamak istersin, belki bu cepheden bakarsın aşka, olur mu? Biraz da sen ben olsan diyorum ama elbette ki bu aşkın rollerinde buna yer yok farkındayım. Ben aşkın acı yanını yaşarken, sana düşen sefasını sürmek oluyor.

Her aşkın ölümsüz yanları vardır, tarihe not düşülecek yanları ve unutulmazları ben sanırım unutulan yanlarını temsil edeceğim, artık kabullendim ve zoruma da gitmiyor.

İçimde kocaman olan sen, aslında ne kadarsın bir bilebilsem!

Oysa sen, içimde yarattığım cennetin en parlak yıldızı gibisin, aşk seninle güzeldir, ayrılıklar seninle güzel, acı verse de senin içinde olduğun her şey güzel geliyor bana, belki bir alışkanlık veya bir tutku, adından bana ne, ben sana varmak için gelmişim dünyaya, sen neredeysen ben sana varırım!

Acılarımı, umutlarımı, hüzünlerimi paylaşmam kimselerle, paylaşırsam korkarım senden bir parça bulaşır diye, oysa ben seni her zaman bir bütün olarak isterim, kokun sinmesin hiçbir yere, sadece ben hissedeyim, varlığına bir ben şahit olayım gerekirse, adı delilikse, olsun varsın deli desinler!

Seninle kaybolduğumuz o gece yarısını hatırlıyorum nasıl sarılıp “iyi ki yanımdasın” demiştin, o an öyle samimi öyle içtendin ki, bunu kalbimde hissetmiştim! Yani samimiyetin nasıl bir şey olduğunu işte o zaman diliminde öğretmiştin bana ve ben seni hep o samimiyetle sevdim!

Şimdi bu hastane köşelerinde her yeni gün seni unutmam için bir şeyler yapılıyor, ne yaparlarsa yapsınlar unutmayacağım!

Deli Hüseyin…  

12 Temmuz 2020 3-4 dakika 95 denemesi var.
Yorumlar