Deli Olabilme Hakkı
Mezarlıklar denizlerdir benim için.
Kimileri nehir gibi çağlasa da, insanoğlu su gibi hayatın çatlaklarında sızarak yol bulurken kendine, yolu kesilenlerin oluşturduğu birikintilerdir mezarlar. Bu yüzden denizdir mezarlıklar ve okyanustur savaş alanları.
Ayrılıklarsa, hayatın okyanuslarından daha derin ve daha büyüktür aşka dair.
Çünkü her ömrün birden fazla birikintisi vardır söz konusu aşksa ve ayrılığın her birikintisinde bir kaç ölüme yetecek kadar acı vardır, yaşanılanlar gerçek aşksa.
Her aşk bir öncekinin küllerinden doğar, hatıralardaki vefa'dan kuvvet bularak.
Aşkı küreselleştirseydik eğer, kılabilseydik ölümsüz, vefa ancak bir sokak ismi olurdu ya da bir spor kulübünün adı. Şimdiyse anıların beyaz sayfalarına düşen, kara harflerin içindeki tatlı bir sızı.
Şüphesiz aşkın seyir defterinde mutluluklar var. Peki ya ötesi?
Ayrılıklarında hesap defterinde, geçmiş yüklemlerin özne ve faillerine duyulan derin hesaplar, yaptığımız hatalardan gözyaşlarımıza borçlarımız var.
Herkes bu borcu ödemeli...
Hayattan bi haber çocuklar gibi dolanan, her şeye rağmen mutlu olabilen deliler vardır etrafta, içindeki acıya yenik düşen insanların imrendiği deliler. Ya bu borcu ödemek için bir şans sunmalı hayat ya da mutlu bir deli olabilme hakkı... Gözyaşlarımıza borcumuz kalmasın diye...