Deli ve yalnızlık
...Yağmurların sellerle getirdiği sırılsıklam bir hasret vardı üzerimde...Bir deli çığlığına bakardı dünyanın yıkılması...
...Deliler gibi gezdim, taşlara teptim, yapraklara dokundum, ıslandım...
Sensiz bir günün diğer adı ancak acı olabilirdi, o kadar uzaktın, bir o kadar da yakın...Elim telefona varmıyordu, ve yüreğim ağrıyordu; senin de yüreğini ağrıtmak istemedim sadece...
...Bu güne kadar öğrendiğim bütün kelimeler, sevginin resmini çizmeye hazırdı, zaman hiç bu kadar yavaş akmamıştı; ve br sevgili hiç bu kadar güzel olmamıştı...Masallarda bile...Ne leylanın çiçek çiçek elleri vardı, ne de bir prensesin ufuklara sığmayan yemyeşil gözleri...Hiç birinin sesinde böyle bir nezaket olamazdı, ve senden başkasının yüreğine bu kadar güzellik sığamazdı...Ne mecnun bu kadar hasret çekmişti, ne de bir başkası benim kadar dilemiş olamazdı yarini...
...Aşkı ateş diye tabir eden bestekarlar eşliğinde bitmek bilmeyen dakikalar, beklemeler, düşünce üzerine düşünce...Akşamlar hasret toprağını eşince, meydan okudum dünyaya, ve bu satırları yazdım...
Hiç birisi sana layık değil biliyorum
Ama elimde değil
Deliler gibi seviyorum...