Deneme

Final kısmına gelince anlatıcı;

baktı bir kahvenin çatısından . Gördüğü; yolları her sabah süpüren çevreyi tozu dumana bulayan
çöpçü denmiyor artık, temizlik işçisiydi. Ekmek parçalarını yabaniliği kalmayan güvercinlere ata ata güvercinlerinde omuzlarına dizlerine konmalarına neden olmuştu.

Çok yazmanın kimseye faydası dokunmadığı gibi kendine de yoktu. Anlatıcı çatı da; aman ya ben mi kurtaracağım bu dünyanın geçmişini gelmişini geleceğini diye düşünürken aşağıdaki temizlik işçisinin kıçının az sonra donacağını söylemesi üzerine oturduğu kiremitlerin üstünden doğruldu. Beli tutulmuştu.

Yol kenarına park ettikleri yetmezmiş gibi kaldırımlara da tecavüz eden araçların tavanlarında geceden bir kum gibi ince ince yağan çiğ vardı. Güneş vurunca onlara gözleri kamaştı gözleri kamaşınca az kalsın başı döndüğü için iki katlı yerden aşağıya çakılacaktı.

Temizlik işçici bir kaç metre öteden; pek sayın anlatıcı dikkat edin düşecektiniz az önce...

Bir bakıma bu doğruydu ve çok ciddiydi.

Kargaların kavak ağaçlarının henüz çiçeklenmemiş dallarının en tepesine tünedikleri zamanlarda,
anlatıcı doğmamıştı. Kısacası vitamin bile değildi ne babasının şeyinde ne anasının labirentlerle dolu bir o kadarda gizemli damarlı etli yollarında. Basit dedi temizlik işçisi, ne babanı tanıyordun ne ananı. Seni belirleyen nedenler ılık öpüşler sevdalar el ele gezmeler ortalıkta yoktu hele o göz göze bakışmalar...

Final kısmı karıştı.

Maratonu ilk sırada bitirmek isterken son sırada bitirdi anlatıcı. Nasıl bir denemeyse becermedi.
O şapşal Sevim'in ölmesi gerekiyordu. Öldü de! Yalnız Serap geri pilanda kaldı. Kameralardan ışıklardan satırlardan paragraflardan tümcelerden virgüllerden noktalardan soru işaretlerinden hem de çok çok uzakta kaldı.

Bir kadın geri pilanda kalırsa, tehlikelidir. Sonuçta Sevim ile paylaşmak istemediği bir erkek varsa.Ki o erkek de arkasından çevrilen dolaplara değiyorsa...

Yazık oldu Sevim'e...Ters çevrilmiş Doğan markalı bir arabanın içinde çoktan "U" şeklini almıştı.

Final kısmı çok kötüydü. Seyirciler yuhaladılar...