Derin Savaş
Savaşımız hala sürüyor.Kendimizle barışamıyoruz belli ki bu böyle gidecek.Karamsar olduğumuz sürece acı çekmeye etrafımızdakilere de çektirmeye devam ettireceğiz.Ve biz bundan vazgeçemiyoruz neden mi korkağız çünkü sadece korkak,başka bir şey değil kocaman korkakları her şey bir kere de bizim olsun istiyoruz sonra elde edemiyoruz ama mücadele etmek yok hemen pes ediyoruz çünkü daha kolay.Biz hiç sevmiyoruz ki bir şey uğruna emek vermeyi çalışmayı çırpınmayı sadece hayata küsmesini biliyoruz.Neden mi çünkü istediklerimizi vermiyor aslında biz istediklerimizi almıyoruz.Hepimiz birer bebeğiz ve ağlayarak istediklerimizi elde etmeye çalışıyoruz ama unuttuğumuz bir şey var hayat bize annemizin gösterdiği şefkati göstermiyor.Hayal edip peşinden koşan ve bugüne kadar başarısız olan pek az insan var sanırım.Sadece hayal etmek yetmiyor uğruna da bir şeyler yapmak lazım.Ama biz umutlarımızı çok kolay kaybediyoruz ve o kadar da zor geri kazanıyoruz aslında.Bir gün önce hayatımızın anlamı elimizden alınıp iki gün sonra daha anlamlısı sunulabiliyor bize.Ama bizim bekleyecek vaktimiz yok çünkü öyle alışmışız öyle görmüşüz.Hemen sayıp sövmeye başlıyoruz ve asla suçu kendimizde aramıyoruz gözümüzün önündekini göremiyoruz.Kime sorarsanız sorun en kötü yaşam onun kidir herkes birilerinin yerinde olmak ister ama yerinde olmak istediğiniz kişi de bir başkasının insanları mutlu etmek imkansızdır.Çünkü kimse kendi hayatını kendi yaşamını mükemmelleştirmeye çalışmaz çalışamaz.Denese aslında her şeyin birden kendi safına geçtiğini görecek ama denemeye tenezzül bile etmiyoruz alışmışız işte nasıl olsa hayat bu kahpe felek diyorlar ya adını çıkarmışlar bir kere işte ne desek ne yapsak boş bir faydası yok.
Eğer hiç acı çekmeden hiçbir şeyleri kaybetmeden,sahip olduklarımızın değerini mutlu olduğumuz anların kıymetini nasıl anlayabilirdik ki bir insana bel bağlayıp ağlayarak yanımızdaki diğer insanlara haksızlık ettiğimizi göremiyor muyuz ?.Neden bunca şeye rağmen anlamak istemiyoruz neden savaşmıyoruz neden yenik düşüyoruz kendimize neden kibrimiz bizi kendine mahkum ediyor.Çok zor olmamalı düşlerimizin peşinden gitmek en azından gitmeyi denemek.Ama biz hiç yolumuzu çizmeden direk hedefe varmak istiyoruz üstün körü belirlediğimiz bir yere.Hayatın sınırlarını çizmişiz imkansız ve mümkün şeyler diye.Bu yüzden o imkansız sınıfına koyduğumuz şeylerin hayali bizi mutsuz ediyor ama onları imkansız yapanın biz olduğunu unutuyoruz bütün meselede bu zaten.Kendi yarattığımız sınırları aşamıyoruz kendimize tutsak oluyoruz.Ama o gün geldi derilerimizden korkularımızdan sıyrılıp kurtulmanın vakti kendi efendimiz olucağız artık. Korku yok ! ümitsizlik yok ! vazgeçmek yok ! savaşacağız bütün kötü şeylere karşı savaşacağız ayakta kalacağız.Çalışacağız durmadan istediğimizi alana kadar kimse bize bir şeyler lütfetmeyecek kendi emeklerimizle kendi çabalarımızla başaracağız ve kazanacağız işte o zaman mutluluk emrimize amade olacak.İmkansızı sıradanlaştırdığımız zaman birer kahraman olacağız hepimiz kendimizi yendiğimiz zaman.İşte bu bir direniş bu bir ayaklanış olacak isyankar yüreğimize karşı umutlardan zırhlar geçirip üstümüze yürümeye devam ediceğiz.Başaramadığımız zaman verebileceğimiz cevaplarımız olacak kendimize böyle çaresiz kalmayacağız.Sen elinden geleni yaptığın sürece hayat sana istediğin şeyleri paketlemeye başlar ve yolun sonuna geldiğinde o kocaman hediye paketiyle karşılarsın.Hiç bir şey tesadüfen olmaz hiçbir aşk yada hiçbir başarı her şey yaptıklarımızın karşılığıdır hak ettiğimizden ne fazlasını alırız ne eksiğini ama her zaman eksiğini aldığımızı düşünürüz çünkü ne hak ettiğimizi bilmiyoruz.Ama öyle bir kenara çekilip her şeyi akışına bırakıp sonrada kader kısmet demek çölde balık tutmak gibi.Anlamsız saçma.
Hayatımızın sınırlarını değiştirmek bizim elimizde,yanlışlarımızı doğrularımızı belirlemekte.O yüzden kaçıp bir yerlere saklanmak yerine sonuna kadar gittiği yere kadar yürüyüp savaşacağız ve kazanacağız.