Dertleşme

Bir seneyi geçti. Tüm sessizliğimle haykırıyorum için için anne. Burnumun direği sızlıyor. Kuytuda köşede, yolda, ıssızda ağlıyorum titreyerek yapayalnız. Gün içinde muhakkak bir kaç kez rahmetli annem diye başlıyorum senden bir hikayeye, ana, söze... Sana rahmetli demek bir bilsen ne kadar ıstıraplı anne. Geçmiyor gözümün önünden hiç o son halin, bana gözlerinin üstünden o acı bakışın, kaybettikten sonra seni daha soğumamış yüzüne bakıp son kez yanağına dokuduğum hissim. Arada açıp fotoğraflarına bakıyorum. Arada gelininin rüyasına girmelerini dinliyorum. Kalbim batıyor acı acı anne. Hep söylerdin ye siz babacısınız diye, biz hepimiz Sen'ciydik anne. Keşkeler, ahlar, vahlar hepsi boş gerçekten. Bir istanbul sevdasına dökülüp geldiğim gurbette yanında daha çok vakit geçiremem, sen hastayken babamla seni çok yalnız bırakmam, tedaviye gittiğimiz bir gün kucağıma yığıldığında senin kaderine ağladığını görmem ve çaresiz kalmam, bir kez daha yatağında yanına uzanamayacak olmam, bana kimsenin bir daha Ozoş demeyecek olması. Ciğerime dolmasın diye mi bilmem anne, her sen çarptığında ruhuma özleminle kaplı, kapanıyor ağzım, burnum, aklım unutuyor nefes almayı bir alzheimer hastası gibi. Memleketime gidemedim sen gittiğinden beri anne. Geçenlerde mezarına yaptırdığımız mezar taşını gösterdi kardeşim anne. Sen diye soğuk bir mermer, üstünde ismin, toprağın altında, göğün üstündesin bu ne çaresiz, geçmez, katlanılması mecburi bir acıymış anne. Bir seneyi geçti bu dünyadan göçeli sen anne ve ben göğsüme ölene dek taşıyacağım öksüzlüğü alalı. Seni hep en çok seviyorum anne...

06 Kasım 2021 1-2 dakika 13 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar