Devir Daim Aşk...
Devir daim Aşk..
Hayatın ilkbaharında yeni açmış minicik yaprak gibi yükselirsin yukarılara doğru.
Hiç bir kuvvetin karşı koyamadığı yegâne kanundur senin bu davranış içinde bulunmana sebep olan.
Ve yine ancak o kanunu koyan tarafından yaratılmış hüzünlü bir sonbahar da veda edersin en sevdiklerine.
Sevdiğin ve sevildiğin aşikâr olduğu halde, buruk hüzünlerde dolaşırsın amansızca.
Bir yaprak düşer yere.
Esasen düşen yaprak değil, senin cüzlerinden bir parçadır. Her gün yaşarsın ya da yaşadığını sanırsın...
Ölümün doğduğun gün tescillenmiştir.
Hakkın kanunları istemsizce tek tek yerine gelecek ve o an ki, sen tohum verip çoğalmaya başlayacaksın.
Bir arıya muhtaç olacaksın, balda gözün olmasa da arıların yolunu gözleyeceksin.
Ya da çelimsiz bir serçenin ayaklarında gezecek altın değerindeki tozların.
O güzel yaprakların teker teker düşecek ayaklar altına gülüm! Bülbülün çırpınışları fayda etmeyecek artık.
An gelmiş; sonbaharın son verdiği varlık âleminin yalnızlığı, yokluk âleminin kalabalığında kendini kaybetmiştir artık.
Bülbülün açmasına vesile olduğu, gül'ün hayatıydı bu hüzünlü mısralar...
Gül ki, gün gülüşünü kıskansın gülüm...
Nasıl ki sen bülbülün gülüşünü kıskandın
Öl ki gülüm, ölüm bile ölüşünü kıskansın!
Zaman mefhumunun olmadığı anlardan...
Ahmet TOPAL