Dış Görünüş Ve Dış Dünya
Kişinin dış görünüşüne göre davranışlarını belirlemesi...
Biliyorum, kulağa biraz saçma geliyor ama bu tespit oldukça doğru ve gerçek. Çevredekilerin bir kişinin tipine bakıp, onun kişiliğini hemen analiz etmesi oldukça yaygın bir durum. Geçmişten bu güne dek alışılagelmiş olan bu gerçeğin nedeni insanların dış görünüşe olduğundan daha çok değer vermeleri.. Hep karşımıza çıkmaz mı? Güzel hoş bir bayana istediğimiz davranışları oturtup kendimize göre birini oluşturmuş oluruz. Neredeyse tamamen bizim özelliklerini belirlediğimiz bu insanın aslınsa düşündüğümüzden bambaşka bir ruhu ve yaşamı vardır. Ama dedik ya bu alışılmış bir durumdur, genelde yenılan taraf hep kişilik tahmininde bulunan kimsedir.
Aşk da da öyle değil miyiz? Dış görünüş yüzde elliden fazla etkilidir seçimlerimizde. Kadın veya erkek fark etmez, bunu bütün insanlık olarak yapıyoruz. Sevdiğimiz, beğendiğimiz bedenlere o kadar olmadık huy ekliyoruz ki bazen biz bile tanıyamıyoruz oluşan yeni insanı. Gözlerimiz körleşiyor belki, belki de devleştiriyoruz o insanı; biz yanında küçücük kalıyor, mükemmeli ilk o zaman hissetmeye başlıyoruz ve kum saati dönüp de gerçek yüzler ortaya serilinceye kadar bizden mutlusu olmuyor. Tabii çok geçmiyor gerçekleri görmek, haliyle hayal kırıklığı boynumuzu büküyor...
Örneğin, televizyon programlarını ele alalım, bir yarışma programını. Bu yarışmanın insanlara bıraktığı etki bariz açıklarla belli olan kişi analizi yapma yeteneğidir. Çoğu programda tabiri caizse 'genç kızların sevgilisi' olmaya aday yarışmacılar daha çok rağbet görür. Aslında seyirci de bırakmak istenilen duygu o insanın yetenekleri doğrultusunda tercih yapmalarıdır. Fakat istenilen bedenlere, istenilen ruhların yakıştırılmasıyla seyirciler tercih ettikleri insanları yetenekleriyle değil dış görünüşleriyle değerlendirirler. Bu da istemeden de olsa bir haksızlığı, bir adaletsizliği doğurur. Ayrıca genellikle böyle star aranan yarışmalardan bayan bir isim öne çıkamaz.
Kişi analizini en iyi bayanlar yapar ve istenilen bir adamın huylarını, köprüyü geçene kadar ayıya dayı kurnazlığını göremeden, kendi zevkine göre belirler ve buna inanmaya başlar. Aslında tehlikelidir bu gibi durumlar, insanları dış görünüşüyle yadırgamak veya değerlendirmek bizleri oldukça yanıltabilir. Bir insan dünyanın en çirkin, en budala insanı bile olsa belki de dünyanın en iyi kalbi bu insandadır ve nitekim sırf tipini beğenmemek üzere kaale almamazlık görülür. Ya da konuşmaya, üzerine analiz yapmaya bile değer görülmeyen bir görünüme bürünmüştür. Ama bir insanı dış görünüşüne göre değerlendirmek büyük aptallıktır.
Bir de şu var ki; bir insan çevresinin ona yüklediği tavırları ve davranışları öyle benimser ki zamanla gerçek kişiliğini kaybeder ve kendi kimliğini unutur. Bunlara tamamıyle çevre sebep olur. Tabiatında fazla havalı olmak yoktur ama sırf çevrenin tip dolayısıyla yaptığı kişilik yorumları yüzünden o insan kendini havalı biri olmaya zorlar. Böylelikle o da düşer çevrenin analiz boşluğuna ve kendi değerini yitirmeye başlar.
Söyleyeceğim şu ki, siz siz olun bir insanı dış görünüşüne göre değerlendirmeyin. Tipini beğendiğiniz bir insanı göklere ya da başınızın üstüne çıkarıp da, dış görünüşünü beğenmediğiniz bir insanı yerden yere atmayın. Zira bunu yaparsanız büyük yanılgıya düşmüş olursunuz...
Ve de;
'İnsanları oldukları gibi kabul etmeli.'
Plautus