Diyaloglar - 11
"Dışarıda olanları gördükçe içeri giresim,içeride olanları gördükçe de dışarı çıkasım geliyor!.."
Yiyebileceğinden fazlasını yemek bir cesaret işi değildir!..Adı henüz konulamamış olan bir nevi densizliktir!..
Tokluk;açlığın olmadığı bir yerde tanımsız kalabilir!..Fazla tokluk derin bir açlık hissi olabileceği gibi,fazla açlık da derin bir tokluk hissine de yol açabilir!..
Donanımlı insan,ihtiyaçları diğerlerine oranla daha az olan insandır!..
İçimizdeki hizmetkarların çalışmalarına izin vermeliyiz!..Tek görevleri hizmet etmek olanları kovar,bir şekilde devre dışı bırakarak çalışamaz hale getirirsek gitme vakti gelmiş demektir!..
"İçerisinde kaybolacağınız labiret ile dışarsında dolaştığınız düzlük aynı korkuyu sunabilir!.."
Yüreğinize koyduğunuz kim?..Kim bu?..Bazen çok tanıdık,bir o kadar da yabancı olan?..Ne zaman ve ne şekilde geleceği belli olmayan,çoğu kez de "hazırlıksız yakalandım!" dediğimiz ama koşulsuz buyur ettiğimiz kim?..Mucize mi getirecek,var olan mucizeyi de beraberinde geri götürebilecek olan kim?..Gelenin sizi nasıl ve ne şekilde etkileyeceğini asla kestiremezsiniz!..
Kim olduğunuzu bilirseniz gelenin de,gidecek olanın da kendiniz olduğunu fark edebilirsiniz!..Bunu en güzel ifade eden bir atasözümüz vardır.(Her ne kadar anlamı bilinmeden -olur olmaz yerlerde olduğumuzdan olsa gerek- ayrı şekilde kullanmış olsak bile..). "Hayy'dan gelen Hu'ya gider.." Yani Tanrı'dan olan Tanrı'ya döner veya Allah'tan gelen Allah'a gider..