Dokunsalar ağlayacağım

Mutluluklarımız, sevinçlerimiz ve hayata tutunuş sebeplerimiz kısacası her şeyimiz onunla, çekip gider. Aslında onu hiç ama hiç özlemeyiz. Yalnızca onunla olmayı özleriz. Hıçkırıklarımızın düğümlendiği gecelerde en çok seviyorum diye haykırışlarını özleriz. Uyandığın an hissettiğin mutlulukla dolu günlerini özlersin. Telefonuna göndermiş olduğu mesajları okumayı değil de, her gelen mesaj sesinde heyecanlanmayı özlersin.

Ve ben en çok onu değil de, onda bıraktıklarımı, onda kaybettiklerimi özledim...
Her gece, kalbimde ki acının son bulmasını dua ederek uyumaya çalışıyorum. Uyandığım da ise yine o acıyla karşılaşıyorum. O benim kanayan yaram, tam geçti kabuk bağladı derken her seferinde daha derinden kanamaya başlıyor. Yavaş yavaş tükendiğimi hissetsem de, bir türlü onu içim de bitiremiyorum ve biliyorum onsuz her nefes alışlarım da, kalbimdeki yara daha fazla büyüyor daha fazla canımı yakıyor.
İnsanlar farklı olsa da, yaşattıklarını acılar aynı oluyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen, yine aynı acıyla karşılaşıyoruz.

Üstüne üstelik hiç azalmıyor ve değişmiyor da.
Onu nasıl oldu da bu kadar sevdim diye kızdım kendime. Biliyordum gidecekti ve ben kendimi engellemeye çalıştıkça daha fazla kapılmıştım. Sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi bir de onu hayallerime katmıştım ve en çok da gidiyorum dediği zaman biraz daha kal demediğim için, hep kendime kızdım.

Şimdi kabuk tutmuş yarama biri dokunsa, oturup çocuklar gibi ağlarım.
Çok şükür, etrafım da kimse yok.
Yapayalnızım...

30 Kasım 2017 1-2 dakika 56 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar