Dolunay

O da ne?
Şu dolunaya bak. Ne kadar da iri? Ne kadar da parlak? Üstelik dokunuverseniz, sanki omzunuza konacak ya da avucunuza düşecek...
Unutma, bu akşam, akşam alacası düşerken, 'dolunay'a sen de bak.
Görecek, hayran olacaksın.
Unutma e mi?
Birdenbire dönüş yolumuzda karşımıza çıkıverdi. Kısa bir zaman içinde, birdenbire kuruluverdi karşı dağların zirvesine. Sanki harikulade bir mutluluk sarayı. Beklemedi, yükseldi. Yükseldikçe parladı, karanlık arttıkça daha da aydınlandı, nur topuna döndü.
İki muhteşem olayı birlikte yaşadım bugün ben. İkisi de senden. İkisi de hiç tükenmesin isterim.
Görüyor musun şimdi, ay daha parlak.
'Başıma ağrılar girse, sonsuz acılar beni iki büklüm etse, kurallara karşı koymak yok... İyi geceler! Sabaha güneşle birlikte taptaze ve yeni düşüncelerle koşa koşa, günü kucaklayarak sevinçle, tarlada açan her çiçeği koklaya koklaya, taze havayı her nefes alışta ana ana yaşamak üzere...'
Nereden çıkıp geldi bu temenni? Ne kadar güzel bir dilek bu böyle?
Sen, sen! Balkonunda köşeye kıvrılıp, Şehzade'sini bekler gibi görünüp de, Alp dağlarının ardını düşünen o küçük kız, bu temenninin sahibi sen değil misin?

16 Kasım 2016 1-2 dakika 4 denemesi var.
Yorumlar