Dönmeler ve Yaşam
Bazı insanlar erkekten kadın olup dönme oluyorlar. Cinsiyet değiştiriyorlar bir anlamda. Anlamakta, empati kurmakta zorlanıyorum. Bunu neden yapıyorlar acaba? Aslında kendilerine sorsak herhalde değişik yanıtlar alırdık.
Saç uzatıp, makyaj yapmakla cinsiyet değiştirilmiyor. İnsan kalbini değiştiremez ki. Onu değiştirse de özünü değiştiremez. Eğer fizyolojik bir hata yoksa cinsiyet değişimi diye bir şey söz konusu olmasa gerek. Kadınlarla erkeklerin enerji yapıları farklıdır. Aslında ruhun cinsiyeti yoktur ama Dünya'daki tecellileri farklı oluyor kadınlarla erkeklerin. Bir de şöyle düşünün; belki eski hayatlarınızda farklı cinsiyetteydiniz. Tanrı için zor bir şey yoktur; reenkarnasyon olayı vardır bence. Aslında burada reenkarnasyon olayının gerekliliği düşünülmelidir. Elbetteki gereklidir. İnsan tek hayatta tüm tekamülünü sağlayabilen bir canlı değildir. Öyle olsaydı yaşlılarımız daha bilge olmazlar mıydı? İşte bu yüzden bazen kadın bazen de erkek olarak Dünya'ya geliyor olmalıyız. Öbür boyutta biraz dinlenip -ki bu boyutlar iki değil; yani bir bu dünya bir de öbür dünya yok- Dünya'mıza bir cinsiyette bebek olarak geri dönüyoruz. Tekamülün sonsuz olduğu söyleniyor. Diğer boyutlardan varlıklar bize bunu anlatıyorlar. İnsan haline gelmemizin milyarlarca yıl aldığı söyleniyor. İnsanlığımızın kıymetini bilelim.
Tanrı olmadığımıza göre cinsiyeti tam manada değiştirmek mümkün olmamalı. Dönmeler bence kendilerini kandırıyorlar. Psikolojik bir oyun oynuyorlar. Farkında değil herhalde birçoğu. Ya da bilerek bu maceraya atılıyorlar. Hele işin ucunda bol para var diyerek yapanlar da oluyordur. Yani fahişelik gibi kolay bir meslek. Ben dönme olup da kadın gibi olan bir insan gördüğümü anımsamıyorum. Kadından dönme olan da pek yok sanırım. Dönmeler aslında kadın olamadıkları için dönme oluyorlar. Cinsiyetleri dönme. Aslında bir de şu var ki dönmeliğini saklayıp da kendine kadın dedirtenler varsa biz onları bilemiyoruz. Şöyle bir gazete haberi okumuştum. Uydurma ya da gerçek bilemiyorum. Bir kadın bir erkekle evleniyor. Seviyorlar yani birbirlerini ama evlenince adam eşinin dönme olduğunu öğreniyor. Boşanmıyorlar. Belki böyle yaşayan, gizlenenler de vardır kimbilir. Demek ki onlarda da yarı kadın kalbi var. Tebrik ediyorum onları bu yüzden. Kadın olmak öğrenilecek bir şey değil. Sadece öyle oldukları için ve kadın kalbinin ana sevgisini ve insan sevgisini daha fazla taşıdığı için.
Ama dönmeleri de seviyorum her insan gibi o ayrı. Benim parmak basmak istediğim nokta belki de bir üçüncü cins yaratmış olmaları. Doğuştan çift cinsiyetli olarak gelenler var onlara ne demeli? Onlar da baskın olan cinsiyeti seçiyorlar ve ameliyat masasına yatıyor birçoğu bildiğim kadarıyla. Bir de şu var ki bazı kızlar erkeklerin içinde erkek kılığında yaşayabiliyorlar. Hatta kız arkadaşları oluyor. Onları da kutlamak lazım. Erkek içinde ola ola erkek gibi davranmayı öğreniyorlar. Erkek fatma dedikleri olay sanırım bu.
Eskiden bir ara kadın olarak niye Dünya'ya gelmedim ki diye düşünüyordum. Şimdi ise kemdimle barışığım. Herkes de kendiyle barışık olmalı. Huzura giden yol buradan geçiyor olmalı. Sadece bu konuda değil her anlamda kendiyle barışık olmaktan söz ediyorum. Ama bir şey daha söyleyebiliriz ki bir dönme de kendiyle barışık olabilir. Ama bir yanıyla çatışma halindedir de. Yani tam bir barışıklık değil sanırım. Sahte bir oyun içinde, kendi ile barışıklık. Birçoğu böyle herhalde. Bir de dönmeler eğer iri yapılılarsa bu da yakışmıyor onlara; sesleri de yakışmıyor ya çok zaman. Gerçi adları dönme. Kuvvetli ya da kuvvetsiz onları öyle kabul etmeliyiz. Zira artık geri dönüş yok. Ama şöyle bir şey de olabilir ki zaten olmuştur da; yani tekrar erkek kılığında, hiçbir kadınlaştırıcı hormon kullanmadan, belki tekrar sakal, bıyık bırakanlar oluyordur. Ama hepsi zor bir yaşama işaret etmiyor mu? Bir de bu insanların çocuğu varsa onların psikolojilerini bir düşünün. Bu da zor bir çocukluğa hatta bozulmuş bir psikolojiye işaret etmez mi? Babanızın cinsiyet değiştirdiğini bir düşünsenize. Ben düşünemiyorum; Allah korusun diyorum bu yaşıma rağmen! Bir de çocukları düşünün.
27/01/13