Doyamadım
Doyamadım sana ben... Geç kalmış baharlar gibiydin. Yetişemedim sıcağına. Bir anda uçup gittin hiç bir iz bırakmadan ardında. Sadece kokun kaldı tenimde. Bir peri masalından sonu olmayan uçurumlara yuvarlandım ansızın. Defalarca yürüdüm gittiğin yollarda, hiç bir iz bulamadım senden. Yemyeşil bir bahardın ve ben hiç doyamadım sana. Bir tek kokun kaldı tenimde. Sıcaklığın ısıtmadan ellerimi daha, kucağıma yağmurlar bırakarak gittin. Yüzüm, gözüm sırılsıklam ve darmadağın anılarım. Büyütemedik adını sevda koyduğumuz çiçeği, boynu bükük kaldı bir köşede, güneşe hasret soldu. Ve yüreğim kahroldu bu yitirişlerde. Daha pembeye boyanmadan evimizin duvarları, ıslanmadan yağmurların altında, uyuyamadan koynunda çocuklar gibi, gittin darmadağın ederek... Geç kalmış bir bahardın sen. Ansızın gelen ve ansızın yiten kara kışta. Yetişemedim ne yapsam. Bir yaz rüzgarı gibi estin geçtin yüreğimden. Doyamadım sıcağına. Bir tek kokun kaldı tenimde. Şimdi ne zaman özlesem; sen düşersin gözlerimden, sen kokan tenime...