Dualar ve Küller
İş hayatım kesinlikle tıkırında gitmez. Tıkır tıkır götürenlere de aklım ermez. Fazla iyi niyetli biri değilim. Orta şeker demem lazım. Yeni satış noktamı bölgedeki arkadaşlar olmaz orası uzak bize demişler. Halbuki tuzları kuru. 657' den emekli olma gibi nişaneleri var. Altlarında sür bizi sür bizi sürmezsen bizi küseriz size diyen arabaları var. Kabak bana patladı. Orta şekerliliğim yüzünden.
İlk günüm tam dört saat temizlikle geçti. Saat iki gibi sevkiyat geldi. Paketleri aç düzenle ve yerleştir. Elektirik yok su yok. Ve hava oldukça soğuk. Eksi otuzlarda kırklarda yüksek rakımlı yerlerde zamanında pekmez içerek yaşadığımdan olsa gerek bu ayaza ve soğuğa aldırmadım.
Sonunda karanlık bastı. Karanlık basana kadar minik satışlar yaptım. Neyse müdürümü aradım. Belki acır da beni eve yollar. Saat akşam 6.30. Mesai bitim saatim 7.30. Hımmm evet anladım. Satış yaptın mı? Biraz yaptım. İyi ben sana dönerim. Dönmedi. Hesabı kapattım. Hesabı daha doğrusu telefoncu da kapattım. Saat 7.40 oldu. Telefonculara da siz tanıksınız. Yoksa erken gittiğimi sanırlar mesaimden olurum dedim. Ayıp ettin dayı dediler...
Bütün bunlar iş hayatımda genellikle var. Neden?
Bundan yıllar yıllar önceydi. Bir hanım geldi. Beni neden terk ettin dedi? Ben de çok fazla kıskançtın dedim o günkü aklımla. Ama ben yıkıldım dedi. Senin yüzünden tedavi gördüm sigara külü yedim. Sana her saniye dua ettim. Başına bir terslik gelirse benden bil. Kalpsiz adam...
Kesinlikle nedeni bu!