Dünde Çocuk Kalmak

Dört duvar arasında kalmışlıklarım ve çocukluğumu geçirdiğim dar sokaklarım var anılarımın arasında. Bir parça demiri bükerek sürdüğümüz metal tekerlekler, birde çelik-çomak... Saklambaç, yakartop, kutu kutu pense vesayre vesayre... Ne doluydu çocukluğumda zaman. Hani pir sularının heybetli akar genişlikleri arasında, debisi dolu dolu geçerdi saatlerin. Gün bitmek bilmezdi, biz de yorulmak nedir bilmezdik. Bazen bunca oyun arasında o koca zamana karşı bile sığdıramazdık tümünü. Haftalarca bir oynadığımız oyunu bir daha oynayamazdık çeşitliliğinden. Gülüşürdük hep, üstümüz başımız kir pas içinde, evde annemizden yiyeceğimiz azarlara rağmen. Şimdi büyüdüm. Babamın serçe parmağını tutup koştura koştura yanı sıra parka, bahçeye yahut halamlara gittiğimiz günlerden çok uzağım. O debisi geniş, ırmak gibi ulu zamanın şimdilerde çoraklığını yaşıyorum sadece. Anlağım tazelendikçe, ileride sahip olacağım kendi çocuklarımı düşünmeden edemiyorum. Kurak bir zamanda, cıvıl cıvıl oyunlardan uzak, toz ve kalıp betonlar arasında mı olacak geleceği. Serçe parmağımda tutup hoplaya zıplaya yanımda koşar adım tıpış tıpış yürüyecek mi acaba? Yahut bir evin balkonundan boş sokaklarımı seyredecek... Düşünmeden edemiyorum.

23 Nisan 2012 1-2 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar