Dünya Dönüyor

Küçüktük, ufacıktık.

Dizlerin dibine diz çöker, dinlerdik heyecanla; bizi dizlerinin dibinde diz çökertenleri... 'Bir varmış' derlerdi; varları düşlerdik varlık hülyalarıyla... 'Bir yokmuş' derlerdi; olmayanın peşine düşürürlerdi. Evvel zamanlara uğrar, dere tepe düz gider, anamızın beşiğini de sallardık hatta her zaman.

Büyüdük biraz biraz... Aynaların esiri, ütülerin ikizi olduk.

'Leyla' dediler; 'Mecnun' düşledik uyanmamacasına... 'Mecnun' dediler çöllere düştük çaresizcesine... Dağların fethini Kamber'le, kör kuyuların nem kokusunu Yusuf'la yaşadık sürekli...

Daha da büyüdük... Önümüze bakınca anladık ki; hala 'Dere tepe düz' gidiyoruz. Arkamıza baktık ki bir de ne görelim? Bir arpa boyu yol gitmişiz sadece...

Hayatın da geçip gitmekte olduğunu fark ettik. Sinir olduk, öfke dolduk... Eşeği eşikten, bebeği beşikten düşürmeyi de ihmal etmedik o titrek ve muhteşem ruhumuzla.

İntikam dedik, kin dedik sanki içimizdeki sesle. Dizimizin dibine, biz diz çöktürdük bu kez mini minileri. 'Bir varmış' dedik; varları düşlettik için için gülerek... Sonra 'Bir yokmuş' dedik; yokların peşine düşürttük içimizdeki aradığını bulamamışlığın çılgınca tepkisiyle...

Onlar da büyüdü biraz biraz...

Sonra mı? Yıllar hep yılları kovaladı... Bu kısır döngünün içinde döndü durdu insanlar kadınıyla erkeğiyle...

Bazen "Raviyan-ı ahbar nakilan-ı asar" olarak başladı kitaplar, bazen 'Anlatırlar ki...' dedi masallar.

Öyle dendi, böyle dendi... Ama hep döndü dünya.

İnsanlar kadınıyla erkeğiyle dönerken şu an fark ettim ki; ben de insan olduğuma göre, başım dönmüş.

Hatta kendim de dönüyorum...

Dünya gibi...

05 Haziran 2010 1-2 dakika 45 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    taaaa ki sur füleninceye kadar

    bu kısır döngü böylece devam edip gidecek ne yzık ki,

    dünyanın kanunu böyle şair dost .

    emeğin değer görsün dost kalem hürmetler.