Dünya Tiyatrolar Günü

Tiyatro olmasaydı, insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı.'Haldun Taner

İnsanı insana tanıtmanın en kolay aracı tiyatrodur. N. Spartak

Her yıl olduğu gibi bu" Dünya Tiyatrolar günü"nde de yukarıda yazdığım cümleler söylenecektir. Okullarda, salon toplantılarında.Çoğu, belki de tamamı unutulur bu bilgilerin. Sonrada yakınmalar, bahaneler ardına sığınmalar...Gençler sanattan anlamıyor,Muhsin Ertuğrul'u bilmiyor,konservatuar sınavında bilmem kaçıncı sadrazam dedi gibi yakınmalar.En kalıcı öğrenme yaşayarak öğrenmedir, kolay kalay unutulmaz.

İlk tiyatro sözcüğünü belki okula gitmediğim yılarda anne babamın sohbetlerinde duymuşumdur."Şu oyunu halk evinde görmüştük.. ne güzeldi "derlerdi.Merak ederdim 'Halk Evi'nedir.Gösteremezlerdi bana 'Halk Evleri' kapatılalı yıllar olmuş.İlkokul yıllarımda öğretmenimden sık sık duyduğum sözleri anımsıyorum.'Yarın tiyatroya gidiyoruz!','yarın okulumuza tiyatro geliyor!' çoğunun adını unuttum.Aklımda kalan oyun adlarından biri'Çatallı köy'bir de 'Bir Delinin Hatıra Defteri'.Hiç unutmam Bir 'Delinin Hatıra Defteri' oyuncusuna sınıfım adına çiceği ben verdimiştim.Ne çok heyecanlanmıştım,üç cümleyi zor söyleyebilmiştim.Bizim okulumuzda tiyatro salonu yoktu.Öğretmenimiz başka okulların salonlarına götürürdü.Ya da sadece basma dokuma üreten değil aynı zamanda ilçemizin kültür ve sanat üretimine ev sahipliği yapan 'Sümerbank Basma Sanaii Müessesi'salonuna da götürürdü.Sümerbank solonuna gitmek bir başka keyifti.Şehir merkezi ile fabrika arasında işçi ve memurların bindiği ,şimdi sesi ve görüntüsü hafızalarımızdan silinmeyen 'Gıdı gıdı'adında trene binmek,on onbeş dakikalık güle oynaya yolculuk ve tiyatro...

Lise yıllarımızda artık tiyatroda kendimiz de oynuyoruz.'Paydos'da ağlardık bir öğretmenin başına gelenleri gördükçe.'Buzlar Çözülmeden'de de gülerdik.Gördüğümüz saflık hem güldürür hem de düşündürürdü. Lise son sınıfta edebiyat ve felsefe öğretmenlerimizin sık sık yineledikleri öneriler'Üniversiye gittiğinizde kültür ve sanata zaman ayırın.Özellikle Devlet tiyatrolarına gidin.' Ben izmir'de okudum, şanslıydım.İzmir'de devlet tiyatrosu vardı.Sezon buyunca hemen her oyuna giderdik.Unutamadıklarım arasında'Parkta bir sonbahar' ve Sönmez Atasoy gelir.

Öğrenim hayatı boyunca aldığım tiyatro sevgisi ve bilgisini ben de öğrencilerime vermeğe çalıştım.Öğretmenlikte ilk görev yerim köydü.Bağlı olduğu ilçede ve ilde pek tiyatronun sözü geçmezdi.Olsaydı ne yapar eder götürürdüm onları tiyatroya.Oynayabilecekleri oyunlardan seçer oynatmaya çalışırdım.İşte tiyatro budur dercesine.Umarım anılarında bir tiyatro imgesi oluşturabilmişimdir.Sonraki yıllarda çalıştığım sivil toplum örgütlerinde de en iyi eğitme ve öğretme tiyotrodan geçer anlayışı ile gençlerle oyunlar sahnelemeye çalıştık. Bunlar benim aklımda kalan güzel anılarım..


Bana tiyatronun ne olduğunu ilk öğreten, sevdiren annem babam ve ilkokul öğretmenimdir .Onlar bu sevgiyi nereden almışlardı.Türkiye'nin Rönesansı denilen Köy Enstitüleri ve Halk Evlerinden.Önümüzdeki günlerde 71 yıl dönümünü kutlayacağımız,yurdun dörbir yöresinde kurulan 21 Köy enstitüsünde tiyatro salonları ve açıkhava tiyatro binaları vardı.Başta dünya klasikleri olmak üzere pek çok oyunu sergiliyorlardı.Hem kendileri hem de yerleşim yerlerindeki köylüler tiyatronun vermiş olduğu eğitimi almış oluyorlardı.Kapatılalı neredeyse atmış yıl oluyor.Hala tartışıyoruz neden ,niçin diye...Aydınlıktan korkan yarasalara sormak gerek diyorum.

Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerimizde hangi ören yerine gidersek gidelim mutlaka bir açık hava tiyatrosu görürüz.Binlerce kişiyi alacak büyüklükte olanlar vardır.Binlerce yıl önce bu devasa yapıtlar niçin yapıldı,neden neden düşümüyoruz.O kadar sağlam yapılmışlar ki yılların debremleri,rüzgarları,yoğmurları onları yıkamamış.Bugün bir zamanlar tiyatronun sergilendigi o güzelim mekanlarda yoz kültürün yoz konserleri veriliyor.Önlem alınmaz ise doğanın yıkamadığı o mekanları gümbür gümbür mekanik sesler yıkacak.

Tiyatro yazarı,yönetmeni Haluk Işık'ın sözleriyle bitiriyorum.' Ruhumuzu, sanattan başka hiçbir şey arındıramaz. Bunun için ömür tüketenlerinse, sizden başka kimsesi yoktur.

'Tiyatro, bir memleketin kültür düzeyinin aynasıdır' diyor Atatürk. Hepimiz düzey belirleme sınavındayız. Kazandığımızda, ülkemiz ve çocuklarımız kazanacak. Yaşasın tiyatro!'

27 Mart 2011 4-5 dakika 10 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    tiyatro, oyuncularıyla gözgöze gelebildiğimiz canlı bir sanat dalı....ben de çok seviyorum ve çok önemsiyorum...ayda bir de olsa bir oyun seyrederim...en son franz kafka nın dava adlı eserini seyrettim....harikaydı..👍

    teşekkürler Arzum.....🙂

    sevgiler