Düzen Adamlığı ve Düzendışılık
....
Tanrı kalemimden aldı
Şairaneliğimi
İçi boş bir düzen adamı kaldım aranızda
Artık ilgilenmiyorum da
Tasanızla
Yeni sözcüler seçin
Aranızdan
diye son bulan "Jübile" adlı şiirimde "düzen adamı" olarak belirttiğim şahsiyeti ve düzendışılığı" değerlendirmeye çalışacağım elimden geldiğince.
Düzen diye tabir ettiğim sistem günümüz insanını esir almış olan örümcek ağından başkası değildir. Günümüzde insanın içinde bulunduğu vaziyeti belirleyen statülerdir. Bundan bin yıl önce de statülerin hayatımızda büyük önemi olmaktaydı; ancak statülerin belirlenmesinde günümüzün vahşi kıstaslarının yanında bilgi birikim, dünyaya bakışın farklı oluşu, yaratıcılık yeteneği gibi kıstaslar da bulunmaktaydı. Sizin anlayacağınız sanatçı denen kişi yarattıklarıyla değer verilen bir şahsiyet haline gelebiliyor, onun farklı oluşu saygıyla karşılanıyor ve hatta kimi dönemlerde bu hal ödüllere layık görülüyordu.
Sanayi devriminin ardından dünyanın ekonomik yapısının değişmesi, teknolojiyle birlikte bireyin yalnızlaşması düzenin iyice zalimleşmesine, insanların tamamiyle kuralları önceden belirlenmiş bir oyunda piyon olarak kalmalarına neden oldu. Günümüze geldiğimizde insanın en önemli özelliği olan "yaratıcılık" yetisinin çok da değer görmediğini görüyoruz. Sistemin işine yaramayan tüm yaratılar değersiz olarak kenara ayrılmaktadır. İnsanlar önceden belirlenmiş beğenilere yönlendirilmekte, modalaşan kavramlar adeta dayatılmakta, tüketim adına insanlar aç birer kurda dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Başarı da sağlanmıştır pek tabii.
Düzen, farklılıkları redderken toplumu tek tipleştirmekte "trend" diye adlandırılanın dışına çıkanıysa dışlamakta böylelerinin yaşamasına izin vermemektedir. Düzenin dışına çıkanın sonuysa büyük bir ihtimalle büyük bir yalnızlık ve onu takip eden mutsuzluktur. Hakiki bir mutsuzluktur tabii. düzen "mutsuzluk"larını dahi kendine göre geliştirmiştir. Düzen mutsuzluklarını dahi ranta çevirmeyi başarmıştır.
Yukarıda belirttiğim "düzen" unsurlarına çıkmaksa bir insan için neredeyse imkansız artık günümüzde. Düzen dışında kalarak mutsuzluğu seçen günümüz sanatçılarının büyük bir bölümü dahi bu sistem içinde yaşam sürdüklerinden pek fazla direnemiyor ve sistemin gerektirdiği gibi hareket ediyorlar. Onların da yaratılarının rant ve statü kazanma isteğine hizmet ettiğini gözlemliyoruz.
Bütün bunları düzen dışı olduğunu iddia edip düzenin pençesindeki sanatçıları eleştirmek için yazmadım. Keza düzen dışı yaşadığını iddia edip düzen adamı diye nitelendirdikleri insanları eleştirenleri de pek haklı bulmuyorum. Dünya'da tarih boyunca kurulan düzenler varlıklarını belli bir zümrenin ya da sermayenin isteğine göre devam ettiriyor. Büyük çoğunluksa bu düzenin bir parçası olmaktan kurtulamıyor. Bu anlamda düzen dışı olduğunu iddia edenlerin de bu düzenin bir parçası olduğuna inanmaktayım.
Sanıyorum ki en hayırlısı bu iki kavramın da farkında olabilmek. Yine sanıyorum ki düzenin bireyi yok edecek yanlarını iyi etüd ederek ona göre yaşamak; bunu yaparkense düzen dışı tüm davranışları -en azından gönülden -desteklemek ve o tarz bir yaşamı kendilerine ütopya belirlemiş bireylere saygı duymak en doğrusudur.