Düzen ve Adalet
Düzen ve adalet arasında sıkı sıkıya bir ilişki vardır. Bunlar birbirinin bütünleyicisi olarak görülür, doğrudur da. Biri olmadan diğerinin olması mümkün değildir. Ancak gözden kaçan bir husus vardır, bunların dengeli bir biçimde gerçekleştirilmesi gereklidir. Aksi takdirde aralarında ters orantılı bir işleyiş oluşması ihtimali yüksektir.
Düzeni hızla veya katı yöntemlerle sağlamanın bedeli adaletten vazgeçmek olacaktır. Ne kadar test edilirse edilsin aynı sonuca varılacaktır. Örneğin akşam eve geldiğinde evde çocuklar arası kavgaların engellenemediğini gören baba ister modern ister geleneksel yöntemlerle hızla herkesi cezalandırdığında sorun olabildiğince çabuk çözülecek ama kimseyi dinlememiş olacaktır. Derste gürültü çıkaran veya sürekli gülen öğrencileri kimseye söz hakkı vermeden dışarı atan öğretmen yine düzeni hızla sağlayacak ancak kendisinin adalet anlayışına karşı öğrencilerin bakış açıları değişebilecektir. Ancak burada şu soruyu da sormak gerekecektir. Bununla uğraşmaya zamanı var mıdır, buna değecek midir? Öğrencilerin tamamını dinlemeye çalışırken sınıftaki uğultu ve gürültü eskisinden daha fazla mı olacaktır, zaten zaman kaybettiği için almaya çalıştığı önlem daha fazla zaman kaybetmesine mi yol açacaktır? Yani bu kez de düzen mi feda edilmiş olacaktır? Bu çelişkinin örnekleri tarihte de tüm devletlerde mevcuttur. İsyan eden şehirlerde ayaklanmayı bastırmak için gelen ordu karşısına çıkan ve elinde silah olan herkesi infaz ettiğinde düzen hızla sağlanacak, geri kalan insanlar evlerine kaçacak ancak yargılama yapılmadığı için adalet eksik kalacaktır. Fakat burada da yine dikkatli olmak gerekir hangi yöntemin tercih edileceği bazen mecburiyetlere dayalı olabilir. Örneğin bunu yapmadığı takdirde isyanı bastırmayı başarabilecek midir diye bir soru mevcuttur. Dolayısıyla böyle bir durumda da adaleti sağlamaya çalışmanın bedeli belki de düzeni kaybetmek olacaktır.
Özetle bu denge konusunda ortama koşullara bağlı olarak bazen sıradışı tercihlerle karşılaşılsa da olağan zamanlarda dikkatli davranmak her zaman için en doğru yöntem olacaktır. Bunlar tıpkı bir terazinin iki kefesi gibidir birine daha fazla ağırlık koydukça diğerini de dengelemek lazımdır.