Ehemmiyetsiz Emniyet
Patron şefi hizaya sokar, şef elamanı.
Eleman evdeki karıyı hizaya sokar, karı çocukları.
Çocuklar sokakta kedileri taşlar.
İt ite, it kuyruğuna...
Sen benim kim olduğumu biliyor musun !
?'Vallaha bir hayvanoğlu hayvan olduğunu biliyorum ama hangisi çıkaramadım'' demek gelir içinizden.
Amma ve lakin, o an meclisten dışarı birilerinin ebesini halletmek durumunda kalırsınız.
Büyük adam ol ki, herzen de büyük olsun.
Büyük haltlar karıştırasın. Pisliğini başkasının duvarına yapıştırasın.
Polisimiz bile; emir büyük yerden olunca panter kesiliyor.
Mesela kız çocuklarını dövebiliyor.
Hamile kadını tekmeleyerek bebeğini düşürtebiliyor.
1 Mayıs'ta bayram yapan işçinin kafasında copu kırabiliyor.
Altı-yedisi birden, bir kişinin üstüne çullanabiliyor.
Çocuklarını arayan Cumartesi Anneleri'ni saçlarından sürükleyebiliyor.
Öğrencilere karate yapabiliyor, biber gazı sıkabiliyor.
Kendisine fiziki mukavemet uyguladı yalanını atarak, her hangi bir kişiyi mahkemede süründürebiliyor.
Görevinin tamamı, vatandaşın haklarını kollamak olan kamunun görevlisi, bir vatandaşı karısının/çocuğunun gözü önünde öldüresiye coplarla, tekmelerle dövebiliyor ...v.s.
Eğer adalet varsa, herkes için olmalı.
Eğer yoksa, hiç kimse güvende değildir.
Adalet yarım yurum olmaz. Ya vardır, ya yoktur.
Güvenlikten sorumlu olması gereken bir teşkilat; sadece egemenlerin, borusu ötenlerin hakkını/hukukunu, malını/canını koruyorsa, bunu yurttaş kitlelerine karşı yapıyordur. Yasalar dikkate alınmıyor, uygulanmıyor demektir. Düzen; baskı, haksızlık, zulüm ve faşizme kayıyor demektir.
Polis, halkın ve devletinin değil de iktidarın polisi olunca;
Kadın döven, işkence yapan, çeteleşen polisler kahramanlaştırılıyor. Halkın yanında olması gereken polis, halkın hatta hakkın karşısında yer alıyor.
İnsanına karşı sahtekar olan yönetim, koruma ordusunu kuruyor ve buna verebildiği kadar taviz veriyor.
Söz konusu halk kesimi olunca; polis attığı her yumrukta, her tekmede haklı olabiliyor.
Halk mı ? Halk her zaman suçludur (!)
Lakin yandaş ceniniysen korkma !
Arabanla birini mi ezdin, ya da seni sollamak isteyen birine ana avrat dümdüz mü gittin, bir kıza tecavüz mü ettin; hiç korkma.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, başlamışken anayla avratla sınırlama, tüm sülalesini sıradan geçir. Hatta müdahale etmeye çalışan polisi de nasiplendir.
Nasılsa dirsek teması hallerde, sıklaştırılmış saflarda bedeller ödüyorsundur.
Bir baba öz çocuğunu dokunulmazlığının arkasına sığındıracak kadar alçalabiliyorsa; çocuk, aldığı gazla havalanır elbet. O çocuk artık ne hak tanır, ne halk tanır, ne de ahlak tanır. Onun için Allah dahi hayaldir artık. Çünkü babasından aldığı ferasetin sapık, mayanın bozuk olduğu beynine dank etmiştir o anda. Ne yazık ki bunu hiçbir zaman açık edemeyecektir.
İşte böyle bir çocuk; rahatlıkla, halkına panter polisimizi hizaya çekebilir, apolet söktürebilir, emniyetin haysiyetini/ gururunu ayaklar altına alabilir, hatta harman dalı bile oynatabilir.
Hadi bakalım;
Oldu mu şimdi ehemmiyetsiz emniyet !
Polisi, kendi halkını korumakla değil, mankurt kafalıların hizmetçiliğini yapmakla görevlendirdiler. Kendi halkını cezalandırma, orantısız güç kullanma emri/yetkisi verdiler.
Koca adamları tinerci, serseri, torbacı, hırsız gibi sıfatlarla fişletirken; kıçı kırık bir çocuğun karşısında tir tir titrettiler.
Polisi acınacak duruma getirdiler.
Halkını kendi polisinden tiksindiren, nefret ettiren bir devlet.
Halkını kendi polisine ezdiren bir devlet.
Polisini halkının gözü önünde rezil ettiren bir devlet.
Zorbayla, zırvayla, palavrayla her geçen gün, ara biraz daha açılıyor. Halkın özgürlüğü, hak ve adalet tükenişe giderken, kara zihniyet güçleniyor.
Ne yazık ki;
Analitik düşünemeyen, neden/sonuç ilişkisi kuramayan, bilgi transferi yapamayan, araştıramayan, asalak yaşayan, kuralsız/prensipsiz, mankurtlaşmış kafalarla; mevcut halden son derece memnun bir güruh var ortada.
Acınacak hallerine gülen bir güruh.
Ve
Bu güruhun çaktırmadan ırzına geçen iblislerden oluşan bir başka güruh.