Eksik Tanım Aşk
Aşk, kulakta bir tını, dudakta bir sözcük, gözde bir efsun, ruhta bir ?var olma hafifliği', bedende bir sıtma, zihinde bir ?kesinlik', kalpte bir tekâmül hâlidir. Kubbesiz bir tarikattır; ayırt etmek nedir, bilmeyen.
Derecelendirme kabul etmeyen, hem nesnel hem de öznel bir tanımlamadır. Aşk, varlığı onaylar. Bir canlıyı hem zıvanadan çıkaran hem de törpüleyip şekillendiren metafizik bir ?şey'dir. Hiçbir dilde ortak bir yazılışa sahip değildir, herkes için farklı, herkesin yaşadığı aynı şeydir. Aşk, ne olgudur ne olay ne de isimlendirilmiş bir ?şey'dir. O, yalnızca ?şey'dir. ?Aşk'tır işte... Tamamen soyut, tamamen somuttur. Yoruma açık bir mezheptir, Aşk.
Mitolojide, Dünya'nın var oluş sebebidir. Aşk'ın en büyük arzusu, sevgiliyi tanımaktır. Oysa aşk, sevgiliyi tanıyamamaktır.
Aşk, hayat gibidir, ömür gibi. Bir saniye sonrasına nasıl garanti yoksa nasıl ?mutlak anlar' içinde yaşıyorsa insan, işte öyledir. ?An'dır. ?Mutlak'tır. Huzurlu bir uykunun ilk adımı, manasız bir huzursuzluğun yaratıcısı, sevinç dolu uykusuzlukların ön ayağıdır.
Kayıp hayaller sahnesinin oyun yazarıdır, Aşk.
Aşk'la birlikte, işe yetişme telaşı, anne, baba, kardeş, geçmişin tozlanmış raflarda kalmış acı tatları, hayata dair tüm bağlar toplanıverir bir şişenin içinde ve bir saniye sonra ufku görünmeyen bir okyanusun üzerindedir, hepsi. Doğduğu günden bu yana ilk kez ?ben' değildir, insan. Kendini anlatmak ve anlamak için verdiği onca emeğe güçlü bir nefesle üflemiştir, Aşk. Dağıtmıştır.
Yumuşak bir dizdeyken saç telleri, tek bir masal çınlar kulaklarında: Sevgilinin, gözlerinin gerisinde seğirten o her şeyi mümkün kılan çocukluk masalları...
Erken inen yağmur gibidir ? Hayret yüklü bir bulut bırakır önce, insanın yüzüne, sonra hafif bir tebessüm ve akabinde saf, katıksız, ilkel bir mutluluk, teni ıslanmış toprağın buğulu kokusundan çıkıp gelmiş.
Başkalarının yüreklerini öğretir, Aşk. Başkalarının korkularını. Başkalarının aslında ne kadar da ?aynı' olduğunu.
Aşk, kusurludur. Asırların yükünü taşır omuzlarında. Her kusurun yüze çarpılması gibi, yüreğe çarpılır Aşk. Yüreğin en kusurlu kör noktasına. O denli kusurludur ki, sevgilinin kusurlarını göremez olur, insan. Sevgilinin kollarındayken görülen kâbus, uyandığında tatlı bir rüyadır. Narkoz gibidir, Aşk. Papatya fallarından medet umdurtur. Aynı anda aynı adımı atan iki sevgiliye, anlamlar yükletir. Her şeyin bir doluluğu, her şeyin bir özü, herkesin/her şeyin bir ?aşk'ı vardır. Korsanı vardır, Aşk'ın, herkesten önce var olmuş. Hakikisini aratır, nazlıdır. Vazgeçtikçe büyüyen bir yürek buhranıdır, Aşk.
Ve Tanrı kelamı gibi,
Aşk üzerine yapılan her tanım, eksik tanımdır.
güzel anlatmissin arkadasim... ama ask bence sadece sevgidir...
Bu yüzden diyorum ya, Aşk üzerine yapılan her tanım eksik tanımdır. Aşk, özneldir. Her insanın yüklediği anlam farklıdır. Teşekkür ederim.