Emek
Bir yıldır baktığım kedilerim var. Bunlar toplamda beş taneydi. Birisi küçükken kayboldu onu benim diye saymıyorum. Kalan dört tanesine baktım. Baktım derken bunlar küçüktü yavruydu. Anaları sokak kedisiydi. Evin önünde doğurdu. Ne iyi etti de evin önünde doğurdu. Yoksa beni fareler yiyecekti. Kedilerin sayesinde fareden kurtuldum. Evin her tarafı fareydi. Bu kedilerin anası daha emzirirken kayboldu. Duyduğuma göre araba çarpıp öldürmüş. Anaları emzirirkende süt yoğurt veriyordum. Anaları kaybolduktan sonra da bakmaya devam ettim. Aldığım ekmeklerin sıcacık içlerini çıkarıp hep bunlara yedirdim. Büyüyünceye kadar süt yoğurt ekmek içi su verdim. Patates haşlayıp soğutup onuda verdim. Patates kızartıp onu da verdim. Aklıma gelen bunlar. Yani verdim de verdim. Büyüyünce et türü yiyeceklerle besledim. Ciğer alıp pişirip yedirdim. Sucuk aldım sosis aldım. Aldım da aldım. En son da kedi maması yemeye başladılar. Mamaya da alıştılar. Hani dört tane yavru kaldılar dedim ya birisi büyüyünce kayboldu bulamadım. Ya öldü yada birisi götürüp sahiplendi yada falan falan. Birisi de ölümcül hastalığa yakalanmış beni masrafa sokup öldü. Geriye iki tane dişi kedi kaldı. Bu iki kediyi de doktora çok götürdüm. Şükür bunlar iyi. Kedileri resmen parayla satın aldım gibi bir şey oldu. Çünkü kedilere dünyanın parasını döktüm. İyi günde de kötü günde de bu kediler beni bırakıp gitmedi. Uzun lafın kısası beraber ağladık beraber güldük. O yavruyken bakıp büyüttüğüm kalan iki kediden birisi bu ayın yani nisanın üçünde iki tane yavru doğurdu. Yavrular şimdi büyüdü yürür oldu. Yakın zamanda da koşmaya yemeye içmeye başlar. Ama yavruları büyüyünce satıp parasıyla kedilerin kalan aşılarını yaptıracağım. Bu devirde fazla kedi demek masraf demek. Bir aileye iki çocuk iki de kedi yeter. Fazlasına güç yetmez.