Emekler karşılıksız kalmamalıydı
Ankara 2004
Ve nihayet o büyük gün gelip çattı. 21 MART sabahında çalınan güneşimi sen bana geri getirmiştin ve artık farkımdaydın. Fark ettirmiştim kendimi. Seni ikna etmem 10 yılıma mal olmuştu ve sen uzun yıllar emek verilen sabırla beklenen bir çalışmanın ödülüydün benim için. Bu ödülü kutlamalı ve bundan sonra elde ettiğim ödülümle keyfini çıkartarak yaşamalıydım Öğrenmeliydim ....Seni tanımanın hayatıma kattığı artılarla yoluma devam ederken sesin kulaklarımda çınlıyor ve keyifle olmalı diyen sözcüklerin beynimde tekrar ediyordu.
Çok iyi yapmıştım hatta kendimi tebrik bile ediyordum. İyi ki seni tanımış ve iyi ki seni yaşamıştım. Hayatımda yer açmış küçük dünyamda paylaşmıştım . Hala şaşkınlık içerisinde ve heyecanlı oluşum, inanamayışım farklı bir ürkeklikti belki de.
Sana ilk davetimi imalı bir şekilde söylediğimde , inanamadığını maille teyit ettiğimde ikimizde bekliyorduk bu özelliğin hayatımıza farklı güzellikler katacağını. Katmalıydı Ankara'nın koyu griliğine monotonluğuna inat keyif alınmalıydı yaşanacaklardan.
Sana sorularımı genel olarak cevaplandırıyordun ben senden sana ait , sana özel ,seni ifade eden senle ilgili bilgiler barındıran cevaplar istiyordum. Anladığında o pamuk yüzünde şaşkınlıkla beraber hınzır bir gülümseme oluştuğuna eminim. Yazmaya karar verdiğimde beni iten sebeplerden biri de sendin. Senin varlığın ve bana yaşattığın güzellikler. anlatmalıydım paylaşmalıydım ki diğer insanlarda senin yaşanması gereken bir insan olduğunu anlamalılardı . ve sonunda Anlayacaklardı. Ben başımı senin omzuna yaslayacaktım Kağıt kalem sen olacaktın. Sen söylecektin ben yazacaktım
Sen yazdıktan sonra 'hadi sıra sende' diyecektin. Ve ben tekrar tekrar seni yazacaktım.
Anlayacaklardı , belki kızıp belki hak verecekler kim bilir beklide yerimde olmak isteyeceklerdi.