Emekleyenler
Son dönemlerde ülkemizin kanayan yarası:geçim sıkıntısı ve emekliler.Öğrencilerimizin,öğretmenlerimizin,çiftçilerimizin,işçilerimizin bir eli yağda bir eli balda tabiki değil;onların da maddi ve manevi binbir türlü sorunları var.O kadar çok örnek var ki:
*Ev hanımlarının emeklilik hakkı neden yok;evliliğini yürüten,çocuklarını doğurup büyüten bu hanım kardeşlerimizin pirimleri devlet tarafından neden ödenmiyor?
*Çıraklar apayrı bir konu hem çocuk yaşta çalışıyorlar hem çalıştıkları gün sayısı emekliliğe yansımıyor.Çıraklara normal sigorta ödenerek üç-dört yıl evvel emekli olma şansı tanınsa meslek liselerine ilgi artmaz mı,onların hakkı değil mi?
Peki emekli olunca herşey bitiyor mu bilakis herşey yeniden başlıyor.Konuşuyorsun,'seni ya yandaş olmakla suçluyorlar ya da muhalefet olmakla,' konuşmuyorsun, bu sefer de 'senin aklın fikrin yok mu,'diyerek aptal ya da deli yerine koyuyorlar.
Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, emekliler gerçekten emekleyenler.Dilerim ki herkes emekli olsun ve hak ettiği maaşı alsın, torun torba ile vaktini geçirsin,yeni hobiler edinsin ve ülkemizin cennet yerlerini görmeden ölmesinler.Çoğunun ömrü boyunca gezdiği şehir sayısı bir elin parmak sayısını geçmez bu onların suçu değil ki sonuçta seyahat maddiyata dayanıyor.
Kulak misafiri olduğum bir anımı paylaşmak isterim:
Bizim işyerinde emeklilerin çalışma oranı bayağı fazla,işletmenin de karı var zaten.Neyse abiler birbirlerine takılıyor:
-Hadi yine iyisin,ikramiyeni de alacaksın.
-Ne ikramiyesi?
-Cumhurbaşkanımız açıkladı bir kereye mahsus emeklilere beş bin lira yatacakmış.
-Haa,bize yok o.
-Nasıl yok,biz emekli değil miyiz arkadaş?
-Emeklisin ama çalışan emeklilere yok işte.
-Biz keyfimizden mi çalışıyoruz o zaman,güzün kızın düğünü var,adamın beş on dairesi var ve çalışmaya ihtiyacı yok balkonunda kahve keyfi yapıyor buna ikramiye var,bu yaşta elin ağız kokusunu çeken bizlere yok öyle mi?