En Güzel Yolculuk
Ablacım az hızlı olalım.....Şöyle arkaya doğru beyler.......Var mı? ücretini veremeyen üstünü alamayan......Ne kadar güzeldi o eski minibüsler .
Daha küçüktüm 5 yaşında filan, basamak yüksek olduğu için muavinin beni kucaklayarak ilk basamağa çıkardığı,içeriye girince babaannemin hemen yanına gidip kucağına oturduğum ve camdan gördüğüm her yeri sorduğum o minibüsleri unutmayacağım.iki kapısı vardı biri ortada biri de şöförün hemen yanındaydı.Şöför koltuğunun sağında ?motor üstü? denilen yer vardı oraya oturmak büyük bir zevkti benim için.Sanki çok tehlikeli bir iş yapıyormuşum da herkes hayranla bakıyormuş gibi gelirdi bana.Hemen yanında koltuklar diziliydi ikişerli ve tekli olarak muavin orta kapının basamağında ayakta beklerdi ve avucunda tuttuğu paraları sayardı.O kadar çok gözükürdü ki bana, içimden büyüyünce otobüsçü mü olsam derdim.Meğer ne kadar azmış o para.
Zaten küçük olduğum için para miktarlarını pek bilmezdim.Yol parası olarak 250,000 TL verirdi babaannem.Para üstü olarak kalan sarı,küçük 5000 TL'yi de bana verirdi hep.Sırf kalan para benim olsun diye hep yol parasını ben vermek isterdim.Muavin para üstünü verince yavaş yavaş uzatırdım parayı babaanneme, oda anlardı koy cebine derdi.Aklımdan hesap yapmaya başlardım, çikolata alsam birde bisküvi alırım şeklinde.Benim için beklide en değerli paralar o paralardı.
Babaannem bana hep büyüklere yer verilir derdi.Büyüklere yer vermek için herkes den önce otururdum ve büyük biri gelince kalkar yer verirdim.Sevinirdim,çünkü iyilik yaptığımı ve kendimi büyümüş hissederdim.Bazen de minibüs de ayakta dururdum ?ben büyüdüm ve ayakta durabiliyorum? gibi hissettirmek için.Ama boyum tavandaki demirlere yetmezdi koltuğun yanında ki demirlerden tutunurdum. Yolda her gördüğüm şeyi sorardım.?Burada ne yazıyor?....Bu ney?.....Burası neresi?....?
En güzel şeylerden birisi de tanımadığın birisiyle yapılan kısa muhabbetlerdi.Birileriyle muhabbet etmeyi çok büyük bir şey gibi görürdüm.Birçok kez minibüs yolculuğu yaptığım için artık yavaş yavaş her yer aklımda kalmaya başlamıştı.Daha önce gördüğüm bi yeri bi daha görünce ?burayı biliyorum? diyerek kendimi belli etmeye çalışırdım.Yolların birçoğunu kare kare aklıma kaydetmiştim.Ve ilk kez birisine yol gösterecektim.Yolda gördüğüm her şeyi anlatıyordum,burası böyle buradan gideceğiz diye...Ama yapmadım minibüste arka koltukta uyumuş kalmıştım.Geleceğimiz yeri çoktan geçmiştik,uyandım ilk durakta indik ve bi daha geri döndük minibüsle yüzümde bir suçluluk vardı.İneceğimiz yeri gösteremediğim için..
Gittikçe gelişti minibüsler ilk otomatik kapı minibüs çıktığında çok garipsemiştim.İlginç bir şey gibiydi.biletli sisteme geçilmişti.Para verince bilet alıyorduk,değişik ti pembe ve mavi biletler vardı.Öğrenci ve Tam diye ikiye ayrılmıştı tarifeler bi türlü anlayamamıştım.Neden öğrenciler az veriyordu.
İlk kez tek başıma minibüse binmiştim,biraz heyecan vardı.Acaba yanlış yerde inersem,Yolu bulamazsam gibi.Gözüm sürekli yoldaydı.Para da almamışlardı benden küçük olduğum için.Parayı cebime koydum ve birilerinin benim ineceğim yerde ineceklerini söylemesini bekledim.Onlarla beraber inerim diye.Başarmıştım uzaktan camiyi görünce ?camide inecek var.? dedim ve indim.Annem de şaşırmıştı tek başıma gelmeme.Bi havalardaydım o gün.Konuyu sürekli ona getirip anlatıyordum herkese.Birazda abartmalar yapmıyordum değil.
Ve şimdi teknolojinin doruğa ulaştığı,kartlı sistemlerin,dijital reklamların olduğu midibüsler var.Ama inanın o eski minibüsler gibi tadı yok.Artık ?inecek var? denmiyor,düğmeye basıp iniyorsun.Teknoloji yaşamımızı kolaylaştırıyor ama güzelliklerin bir çoğunu da alıp götürüyor.Ben hala o minibüsleri özlüyorum.?Arkayı beşleyin ağabeyler.......Şuradan bir tam uzatır mısın?...Küçük! annenin kucağına geç şöyle....?
Muhammet Eren Sami
TebrıkLer harıka OLmus . . . 👍👍👍