Endişelenme/k Anksiyete Seans 1

Endişelenme/k Anksiyete Seans 1

İstisnasız hepimizin büyük kaygılarından bir tanesi; 'Endişelenmek'.Peki ya endişelenilecek bir durum ile karşı karşıya kalmak bünyeye ne kadar zararlı ? Ne kadar zarar veriyoruz istemeden kiralık bedenimize?

Hayatta her şeyin bir dozu var. Kaygılarımızı kontrol etmeye yarayan iç mekanizmamız o kadar üstün bir evreye sahip ki, ne kadar endişe,kaygı duyarsak duyalım vücudumuzdaki  Parasempatik sinir sistemimiz devreye girerek bu korku dolu anları yok edecektir. Nedir Parasempatik sinir sistemi; Vücudu sakinleştirmekten sorumlu savaşcı bir gladyatör. Ne olursa olsun, eğer gerçekten sağlık açısında bir sıkıntı yaşamıyorsak,bunun nedeni sinirsel veya duygusal bir durum ise parasempatik sinir sistemimiz  devreye girerek adeta bir itfaiye görevi görüyor vücudumuzda. ''Evet sakin ol insanoğlu, endişelenilecek hiçbir şey yok' diyerek bizi adeta morfin bombardımanına tutuyor haberimiz olmadan.

Fazla endişelenme durumu vücutta değişik sıkıntılara sebep oluyor. Tıp dilinde aşırı konumdaki endişelenmeye bir isim bulmuşlar ''Anksiyete'. Stres,panik ve benzeri gibi durumlarda vücudun gösterdiği aşırı değişik bir reaksiyon. Yalancı sirenler,yalancı baş dönmeleri,yalancı sinirlilik halleri ve hatta ölüm korkusu...

Fazla endişelenme durumu bizi Anksiyete rahatsızlığına itebilir. Hatta gereksiz kaygı ve düşünceler ile  boğuşurken birden bu yalancı hastalığın kapısında bulabiliriz kendimizi istemsiz olarak. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) kaygıyı “gerginlik hissi, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişimlerle karakterize bir duygu” olarak tanımlıyor. Hatta çoğu tansiyon hatası birer Anksiyete hastasıdır. Kontrol altına alınmayan tansiyon yükselmeleri veya düşmeleri,gece uyku bozuklukları,diş sıkmaları ve aşırı sinirlilik hali gibi değişik vücut tepkimeleri...

Anksiyete bozukluğu olan bir kişi “tekrarlayan düşüncelere veya endişelere sahip olan” olan bir birey olarak tanımlanmaktadır Tıp literatüründe. Endişelenmenin ciddi boyutlara ulaşan kısmında bu tür bir rahatsızlık yer almaktadır. Bünyene en zararlı kısmı da; huzursuz veya heyecanlı hissetmek, panik atak, konsantrasyon veya uyku sorunu, terleme, nefes darlığı, baş dönmesi ve kalp çarpıntısıdır.

Çoğu zaman baş edemediğimiz durumlar,içimize kapattığımız, kapalı kapılar ardında yaşadığımız o amansız duygular bizi hiçte güzel olmayan bir serüvene doğru sürüklemekte. Çağımızın yeni hastalığı dense de,uzun zamandır o hastalık ile boğuşanların ülke genelindeki olumsuz koşullardan yeniden nüksettiği z/amansız bir rahatsızlık. Değişik terapi yöntemleri,Psikologlar ve Psikiyatristler eşliğinde uzun solukla atlatılabildiğine inanılan bir çeşit yalancı semptomlar silsilesi...

''Atalım'' içimizde ne varsa eskiye dair,bizi yıpratan acıtan,sancıtan,kanatan ne varsa 'atalım' sağlımızın önemli olduğu bu günlerde bağışıklık sistemimizi çok çabuk tüken bu hastalık ile karşı karşıya kalmadan önlemimizi alalım. Kafaya takmayın demeyeceğim kimseye,elbette hepimizin sorunları var, kimse kimsenin ne yaşadığını nasıl bir yaşam ile mücadele ettiğini bilmiyor.Fakat ayakta bir birey olarak kalıp, sorumluluklarımızı çizgimizi bozmadan yerine getirmek adına 'atalım' ne varsa kötü düşüncelere dair. Üzüntülere,anlamsız kalp kırıklarına karşı ne varsa atalım içimizden. Göreceksiniz ki,yanınızdan geçip giderken anlamsız bakış açıları sizler sadece gülümseyerek el sallayacaksınız yarınlara... 

Yarınlar bizim, umut ettiğimiz sürece varız...

19 Mayıs 2022 3-4 dakika 50 denemesi var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (2)
  • 2 yıl önce

    Bazı durumlar vardır ki hayatta yaşanmış söylemesi kadar yapması kolay değil o vazgeçişlerin ama elbette çabalamak gerek kendim değilim elbette ama bazı arkadaşlarımda ne yazık ki başaramıyorlar içlerinden atmayı. Kutlarım yazarımızı