Ertelenen Yaşamlar
Bu gece iş yerinizden evlerinize dönerken yorgunluktan bitmiş, konuşmaya mecaliniz kalmamış bile olsanız; yolda,trafikte,dolmuşta, yeraltı treninde, otobüste, size yer verene teşekkür edin. Bastonlu veya hasta birisini görürseniz sizde ona yer verin. Mahallenize geldiğinizde yıllarca yüz yüze baktığınız bakkalınıza, manavcıya, çiçekçiye, seyyar satıcıya, fırıncıya, kahvede oturanlara, kahvenin önünde duran boyacıya, köşe başındaki pideciye,simitçiye,seyyar satıcıya, bu zamana kadar unuttuğunuz kim varsa gülümseyin ve selam verin.
Mesela hiç yapmadıysanız bile yapın, korkmayın kimse kınamaz sizi mahalle çocuklarıyla çocukluğunuzda yaptığınız gibi top oynayın. Onlarla şakalaşın çocuk olun onlarla. Apartman giderleriyle ilgili alt komşunuzla kavga etmişseniz eğer zilini çalıp özür dileyin büyükse elini öpün, küçükse tokalaşıp gönlünü alın belki yarın çok geç olabilir.
Evinizin kapısına eliniz gidip zili çaldığınızda yorgunluğunuzu yüzünüzden silip yerine gülümsemeyi asın! Asın ki, kapı açıldığında eşinize sabah alelacele çıkarken söylemeyi unuttuğunuz seni seviyorum kelimesini kulağına fısıldayın, fısıldarken de bahçeden kopardığınız bir papatyayı kulağının üstüne takın ve mutluluğuna ortak olun. Belki onunda size söyleyebileceği bir kelimesi vardır.
Akşam yemeğini yedikten sonra telefonunuzu, bilgisayarınızı, tabletinizi televizyonunuzu kapatın açmayın. Mısır patlatın, ya da çayı demleyin. Eve getirdiğiniz meyvelerin kabuklarını soyup ilk önce ailenizin en küçüğünden başlayıp teker teker tabaklarını verin ve onların gözlerinde ki mutluluğu seyredin. Eğer ki çok ışık olmuşsa salonunuz lambalarını söndürün içerideki aydınlık ailenizin gözlerindeki mutlulukların ışıltısıdır mutlu olun.
İnanın hiç zor değil deneyin ailenizle oturun onlarla konuşun sohbet edin şakalaşın oynayın onlarla güreş yapın masal kitapları okuyun derslerini beraber yapın, dertlerine ortak olun olurken de sırlarıyla yüzleşin, yüzleşirken hatırlayın geçmişte yaptığınız hataları ve ortak olmayın geçmişinizi yaşayanların sorunlarına. Başlamadan bitirin. Yarın belki geç olabilir.
Size ait zannettiğiniz hayatınıza ortak olan birçok kişiyle mutluluğu da acıyı da paylaşın! Paylaşın ki, unutulan ortak değerlere sahip çıkın. Ayrı odalarda ayrı yataklarda ayrı televizyonlarda yaşamlarını idame edenlerle aynı kaderi paylaşmayın. Dostluk bu zamanlarda çok zor bulunan olsa da arayın. Bir dostunuza akrabanıza eskiden olduğu gibi bir mektup yazın mutlu edin belki size de yazan olur bir mektup. Zor değil...
Yapmaktan kaçındığınız yarınların kucağına emanet ettiğiniz ne varsa yarına ertelemeyin mutlulukları,acıya dönüştürmeyin, söylenmesi gerekenleri söyleyin çekinmeden. Ailenizin ve dostlarınızın yarın ne duymasına nede görmesine garantiniz var... Bir nefes ötemizde dururken ölüm..
Sizin şimdi yaşadığınız yaşamaktan çekinmediğiniz bu hayatı bundan 15 gün önce yaşayan madencilerimiz de vardı. Bilselerdi ki yaşam yalnızca yaşadığı an'a ait olduğunu ve hiç bir şeyin yarına ertelenilmemesi gerektiğini inanın ertelemezlerdi... Ne mutluluklarını nede yapmak isteyip de yarına erteledikleri yapamadıkları düşüncelerini...
Bu gün mutlu olmak için mutlu edebilmek için birçok sebebiniz varken yarın çok geç olabilir... Ne duruyorsunuz şimdiden başlayabilirsiniz...
Kangren olmuş geçmiş yaşamınıza neşter vurun ve söküp atın !...
M.Turgay bey, son dönemlerde okuduğum en umutlandırıcı yazı..Çok beğendim...-;) "Verin ki, verilsin..Alın ki, alınsın.." Selamlarımla....-)
Dursun bey çok çok Teşekkür ederim... Naif yorumunuz için .. Neden her şeyi yarınlara erteliyoruz bunun cevabını kimse veremedi bu zamana kadar.. belki yaşamın ağır koşulları buna engel oldu..🤐
Gücünü yüreğinden almaya devam et, biz de seni takip etmeye devam edelim üstat saygılar...
Hayatı paylaşmak ve içinden geldiği gibi davranmak sağlıklı iletişiminde anahtarı olsa gerek. Güzel bir yazı kaleme alınmış kutlarım Mesut bey yürekten...👍
Yardım sever, iyimser olan yüce kalbinizi gönülden kutlarım.Ders alacaklar için çok güzel bir dukunuş olmuş. İşe yarar inşaallah.