Eskimoların Buz Dünyası
Tohum'u ortaokul öğrencisiyken okudum.Aradan 60 küsur yıl geçti ama,sanki o kitabı dün okumuşum gibi tüm anlatılanları hatırlıyorum.Çünkü unutulacak gibi bir kitap değildi Tohum.
Ocak 2015'in son günlerinin birinde ,eşime ve çocuklarıma Eskimoların kitaptaki buz dünyalarını anlatıyordum.Sevgili eşim pat diye sordu;'Bunca yıl nasıl unutmadın? '.Gülümsedim. 'Sonuna kadar dinle,bak bakalım unutuyor musun!' dedim.
İstanbul kitapçılarında TOHUM adlı kitabı aradım,sergide ve kayıtlarda benim istediğim TOHUM yoktu !
O kitabın yazarını, basım tarihini, yayım kurumunu bilmiyorum.Aynı kitabı yaşıtlarım veya birileri okumuş olabilir. Şimdi Tohum'daki 'Eskimoların Buz Dünyasını kısaca özetleyecek ve yardım bekleyeceğim sizlerden.
Eskimo ailesi 4 kişi;bebek,anne,baba ve babaanne. Evleri yarım küre şeklinde, buzlaşmış kalın kar kalıplarıyla ördükleri genişçe iglonun kalın bir kürkle açılıp örtülen kapısı ve tepesinde incecik hava deliği var.Babanın avladığı fok ve mors kürklerinin kesilmiş parçalarından giysiler yapılacak.Annenin işi oldukça fazla. Fok ve mors kürkünden giysi dikmek, bebek beslemek ve bakımını yapmak,igloda iç düzeni sağlamak O'nun işi.
Babaanne ise (yaşlılıktan ötürü) kürk parçalarının kalın kenarlarını dişleyerek veya kemikten yaptıkları iğnenin batacağı kıvamda yumuşatmakla yükümlü! Bunda ,ölüm kalım meselesi gibi bir tuhaflık var.Yani;ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin, dercesine!
Eskimo ailesinin kocamış babaannesi, çenesini bile oynatamaz duruma gelince kaçınılmaz sonla buluşacağını anlıyor.Zor da olsa uyuyan torununu öpüp kokluyor,gelinine sarılıyor,oğluna 'gidelim' anlamında başını sallıyor.Ailede ağlama, zırıldama,dövünme, gözyaşı yok.Eskimo kendi kitapsız kanunu böyle yazmış.Oğul ,anacığını,köpeklerin çektiği kızağa özenle oturtuyor, epey uzaklarda bir yere götürüp bıraktıktan sonra geri dönüyor.
Bu satırları yazarken yine ürperdim.Kendime şunu sordum:Eskimolar, gerçekten bu denli merhametsiz birer vahşi miydiler?
Kürk ticareti yapan bir yabancı geliyor buz dünyasına.Baba, ağırlamak üzere igloya alıyor konuğunu.En sevdikleri kurtlanmış balık çorbasını ikram ediyor, ama yabancı yemiyor.Neyse, bu hakarete şimdilik göz yumuyor.
Baba,uyku zamanı gelince konuğuna kendi kürk yatağını veriyor ve karısıyla birlikte aynı yatakta yatmasını söylüyor!(Bu ikram seks için değil, konuğu sıcak tutma amaçlı bir Eskimo geleneği)
Yabancı,kadınla yatmayı ısrarla reddedince beklenmedik bir facia yaşanıyor.Baba, ikramlarının iki kez reddedilmesine öyle çok öfkeleniyor ki...Yabancıyı tuttuğu gibi dışarı savuruyor ve kafasını iglonun taşlaşmış kalın duvarına çarpa çarpa öldürüyor.
Tohum'un yazarı, buz dünyasının harika insanları Eskimolara bu kötülüğü niçin yaptı?Eskimoları dünyanın en ilkel, en vahşi, en zalim insanlarıymış gibi anlatmak kimsenin işine yaramaz;öyle anlatan küçülür.
Derleyen yorumlayan:
Ahmet Tülüoğlu
Çok ilginçti Ahmet bey kültürel farklılıkları incelemek gerek sanırım bir yere gitmeden önce acı bir hikaye ama örnek alınmalı derim
İçtenlikle kutluyorum