Esrarengiz Misafir
iki kadın
pencerin kıyısında dolanıp duruyor
camdan görüyorum
ama tanıyamıyorum
boylu poslu endamlı
seksenlerden kalma elbiseleri
kapının girişinde
konuşuyorlar kendi aralarında
tak tak tak
kimsiniz
beni soruyorlar
lakin seçemiyorum yüzlerini
ikisinin de elinde bir bebek arabası
iki arabanın içinde de birer bebek
buyur ediyorum içeriye
tanımadığım halde
istemeyerek
giriyorlar ikisi de
kadınlardan birisi
bebeği kucağına alıyor
aynı zamanda konuşurken ayak üstü
bir bakıyorum
bebekler delikanlı olmuş
aa diyorum içimden
bunlar kocaman çocukmuş
biraz önce bebek değiller miydi
hem nasıl alıyorsun
koca çocuğu kucağına
diye düşünürken kendi kendime
karmakarışık duygularla
giriş kapısında öylece bakakalıyorum
sonra kendime geliyorum tekrar
buyrun salona geçelim diyorum
geçiyoruz hep beraber içeriye
birden bakıyorum ki
daha ne olduğunu anlamadan
tavanda avizeye dolanmış bir haldeyim
şaşkın bir şekilde düşünüyorum orada
ben niye buradayım
yukarıdan bakarken aşağıya
ayaklarım kollarım dolanmış
kıpırdayamıyorum
hiç korkmuyorum ama
ve sanki tuhaf da karşılamıyorum
öylece bakıyorum onlara
derken
kadınlardan bir tanesi
ağzıyla elime uzanıyor
parmaklarımdaki yüzükleri
ağzıyla çekip çıkarmaya başlıyor
yere düşüyor bir bir
o çıkaradursun
benim parmağımda yüzük yoktu ki
diye düşünürken
yerdeki parkenin üzerinde
yüzüklerin seslerini duyuyorum
tık tık tık
bir tane daha
parmağımda yüzük kalmıyor
hepsi yerlere dağılmış duruyor
ben öylece
sadece bakıyorum
ne kızgınlık
ne korku
ne endişe
ne tuhaf
bu halde bile
hala huzurluyum
hiç korkmuyorum
son bir hamle ile
parmağıma uzanan kadının
ağzında uyanıyorum
17/07/2009