Esrik Melankoli - 1
O bunu biliyordu ya da ben öyle olmasını isterdim...
Yasaklı kitaplarda okudum, aşkın ölüme meyyal bir ruh haliyle karşımda el pençe durmasının pekte hayra alamet olmadığını... Yasal anılarımın olması hiçbir şeyi değiştirmedi; ne O sütten çıkmış ak kaşık olacaktı ne de ben sürüye yeniden katılma olanağı bulacaktım, bulamadım da zaten ve O da... Sizde nasıl bir yargı oluşturacak bilmem ama bende bir acı zuhur etti...
Çok çok öfkelendiğim oldu, kızgınlığımın bir sebebe dayanması gerekirdi ve de en güzel sebep ben oldum kendime! Evet ben kendimin tek sebebiydim. Çağdaş yanılgım, ilkel acılar tanımama sebep oldu. Sar yeniden başa düşünceler varacak yer bulamadığı zaman anladım bu kısır döngünün beni kendine hapsettiğini. Duvarları yoktu mahpusluğumun, ellerim O'na prangalı...
Gayrısı kim olacaktı hiç bilmek istemediğimden anladım O'nda saklı yaralara tutkun olduğumu. Yaz akşamlarıma iğde ağaçlarından süzülen o kokuyla tanımıştım ya O'nu, sanki her geçen gün yeniden O'na doğru bir gidişe uyanacağım ve sanki her yarasında yine bende soluklanacak dediğimde hiç gelmeyişinden tanıyorum O'nu. Ağladığı zamanlar aklımı yokluyorken kalbimi bölen giyotinlere suç bulmuyorum; çünkü biliyorum ki O ağladığı zaman ben...
Gülüşünü anlatmaktan vazgeçtiğim günden beri huzuru kaçmış çocuklar peydahlanıyor göğsümde! Kimse duymuyor! Kimse görmüyor! O ağlasa ve gülse...
O bunu bilmiyordu, ben bilsin isterdim...
Yüzüne dokunduğum resimlerinden tanıyorum O'nun bilmem kaç yüzyıl önce gitmiş bir adam olduğunu. Filmlerden gördüğüm ani gidişler gibiydi ya gidişi, en çok ona yeni yeni senaryolar yazasım geliyor. Ne bileyim muaşaka olsaydı aramızda ve ben O'na bir ihanetten bakışın çirkinliğini taşısaydım, pişmanlığım kâr etmeseydi gitmesine, hiç affetmeseydi beni ya da bütün anlaşmazlıklar bizim aramızda olsaydı da başka yolumuz kalmasaydı ayrılıktan başka... Olmadı! O gitmek için gelmişliğini taşıdı ve ben bunu O gittikten sonra anlayan bir...
Eksik cümlelerimi tamamlayacak sözcükleri de götürdü yanında ve ben o günden beri yarım yamalak yargıları taşıyorum kalem uçlarımda. Bütün sohbetlerim persenk... Ne yazsam ha devrik ha devrilecek...
O beni sevmiyor, ben ...
temeli çok önceden atılmış bir gidişten henüz adımların tkırtısınca haberdar olmak... bu çok sinsice bir acı olsa gerek. sonra yarım kalmışlıklar ve tamamlanamamak. ki çaba da göstermiyor bir tavır sergilemiş kalemin sahibi. sadece kabullenip kendine yüklenmekten başka... (bu durum; günü yaşarken dünde can vermek gibidir...)
esen kalın şair...
iğde kokulu yaz akşamları.. kokular her zaman dinamik kalır değilmi.. şiir tadında bir yaz olmuş denemeniz.. okuması son derece keyifliydi hüznünüzü.. melankoli yakışmış başlığa.. ama bilesinizki eksik kalan cümleleri okumak isteriz ne kadar esrik olursa olsun.. ayrıca beğenime dokunan bir yerde, güzel bir yorum katmanız oldu ağlayışa ve gülüşüne sarfettiklerinizle.. tebriklerimi bırakıyorum sayfanıza..
http://www.youtube.com/watch?v=ZGVLELc8CQ8
/ Tebrikler sevgili Züleyha...👍
Ne kötü değil mi!
illet gibi yapışkan bir duyguyu yakadan silkip atmak
amannn sende yazar diyesi geliyor insanın ama illa içimden geçeni derim
amannnn sende yazar.