Esrik Melankoli - 2

O beni bilmediğim bir t/uzakta bıraktı ya da ben hep oradaydım zaten...

Gidilecek yakınları da alıp ardıma O'na en tanıdık bir alfabeden, bu sızılı vedayı bırakmak kadar acıydı O'nu böyle zamanlı zamansız özlemek. Sonra sarılıp secde sonu dualarıma O'nu unutmaya kapanmak kadar iflaha muhtaçtım O susmaya başladığında...

Suretine gece çizilmiş vakitleri dara geçen gülüşü bende kaldığından beri ve ben O'nun sesinde içimin ağlayan kızını emzirdiğimden beri O'nsuzluğun amansız bir yara olacağını bilerek O'nlaştım... Hazindir ki O gitti ve ben O'nda ayrılığa bulaştım...

O beni bulmuştu ya da ben b/öyle bir tahayyülün c/esaretiyle yaşıyordum...

Ara sıra kalbimi yoklayan bir korkunun ardından yüreğime her su serpişinde O'nun huzurum olduğunun algısı ile yavaş yavaş O'na yol alışımı hayra yormak bir intiharmış meğer... Meğer ben kendine yalanlar söyleyen bir masal kötüsüymüşüm! O gitmek için gelmesi gerektiğinin farkındaymış ve ben misafirperver bir beşer...

Küslüğümde büyüyen sözcükleri şiirlere saplayarak gece yarılarında uyanışlarıma verdiğim isme ?aşk' diyor bütün lügatler. Ben de biliyorum elbet bu dinmez sızılı özlemin aşk olduğunu, biliyorum da bir türlü yakıştıramıyorum aşkın insanın içini acıtacak kadar acımasız olmasını ve O'nun bu acılarıma susmasını!

O beni sevmiyor, ben...

20 Aralık 2013 1-2 dakika 12 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)