Evet
EVET
İlk kitabımı
Beğenmedi diye birileri
Bir ara bırakmıştım kalemi!
Uzun zamandan beri
Şair dostlardan da kesmiştim
......................Selamı sabahı!
Şair dost
Mozan Muharrem Araz aradı
'İzmit kitap fuarında Ferah Yılmaz
Ve diğer şairlerle buluşalım' deyi
Hiç düşünmeden olur dedim!
Buluşmak için E Beşe indiğimde
Bir tokat gibi çıktı karşıma yine
Çalıp çırpanların posterleri
Yamaçta duran beş katlı binayı
Sırf kelle kaplamıştı boydan boya
Tepeden tırnağa evet diye diye
Poster kırk yerinden bağlı ama
Çırpınıp duruyor kral haşinliğiyle
İplerden kurtulsa
Biliyorum sarılacak
Emrine amade eli copluların
Hayır, tişörtü giyenlerin
Boğazlarına sarıldıkları gibi!
Ve bir tren boşaldı
İşçilerine ölüm kusan
Tersaneye yakın
Kurt kiremit istasyonundan
İnsanlar kan ter içinde
Yardım kolilerini
Döke saça sevinçle taşıyorlardı
Sanki her biri afete uğrayan
Yoksulluk içinde çırpınan Pakistanlı!
Belli ki
Evet, için ter döküyorlardı!
Saltanatları sürsün diye
Çalıp çırpanların.
Sora sora Derince'de
Sanayiye girdi Mozan
Nasırlı elleri motor yağlı çırakları
Sarsamamıştı daha ramazan
Çırak Mescide namaza gitti
Okunur okunmaz ikindi ezan
Ve tamir ettirdi
Gaz yakmayan arabasını Mozan.
Ve bir parkta buluştuk Ferah'la
Herkes iftarı beklerken sabırsızlıkla
Biz oturduk çay içtik aç karına
Acı depremleri yaşamış
Evet, pankartlarının asıldığı
Bir koca çınarın utangaç gölgesinde!
Atladık geçtik değirmenderesi'ne
Güneş, en kızarmış somun ekmek gibi
Karamürsel'in oralardan
Yavaş yavaş düşüyordu
İki yamacın arasından
Körfezin derinliklerine
Ve cam kırığı gibi parlıyordu
Bütün yakamozlar
Güneşin ihtişamlı kızıllığıyla
Ve onca balıkçı
Sanki
Gecenin koynuna giren
Güneşi çekiyorlar
Çaparilerinin boş oltalarında!
Ve yine her bir panoda
Bir Osman'ın portresi daha
Göze batıyordu cadde boyu evetlerle!
Çalıp çırpma düzenini yaşatmak
Fakir fukaranın canını yakmak için
Bu Osmanlara evet lazım işte o biçim!
Bu referandum gülenlerin cemaati adına
Adım adım krallığı pekiştiren bir seçim!
Ve ezan okundu
Az önce denizin ortasında
En kızarmış somun ekmek gibi duran gün
Gözden kayboldu!
İşe bak!
Lokantaların masaları dolu dolu
Bu dördüncüsünde yer bulduk
Sokağın ortasında
Birer pide ferah ferah yetti
Bana ve Ferah'a
Bir pide yetmedi
Mozan Muharrem araz'a
İstanbul'dan geldik diye
Hesapları ödemek kaldı Ferah'a!
Ve güzel şiir sesleri geliyordu
Fuara girmeden daha
Fuara girdiğimizde
Şairler kurulmuştu masalara
Ve nasılda dostça karşılandık
............Bütün şairlerce!
Mehmet Öntürk
Dağarcığından
Anlamlı öyküler boşaltıyordu ara ara
Ve şiirlerimi de seslendirdi güzelce!
İki de şehit anası vardı şair
Okudukları şiirler hep
Acı, intikam ve gözyaşına
Ama duymadım tek kelime
Bu kör savaşın sebebine dair
Savaşa hayır demeli! Şair olan şair!
Sazı verdiler Mozan'a en sonunda
Yani bende düşmüş oldum
O kitap fuarında
Şair resminin karesine
Ve saat gecenin ikisiydi
Mozan beni evime bıraktığında!
29-08-10