Evimin Penceresinden Özlüyorum Seni
Ayak izlerini avuçlarımda bırakarak, yollara yayılmış hüzne benzeyen, mevsimsiz yıllar geçiyor bu kentin ağzına kadar karanlıkla dolu olan sokaklarından. Bütün kıvrımlarında seni saklayan düşüncelerle dağılıyorum bir yama gibi gündüze dikişlenen geceye. Ve evimin penceresinden özlüyorum; görmediğim gün gözlerim, söylemediğim gün sözlerim ağrıyan seni.
Tamamını bilmediğim ve bildiğim kadarını durup durup başa sararak söylediğim bir türküye benziyorsun. Öylesine alışılmışsın, öylesine dokunaklı... Yağmur kokuyorsun her söylemeye başladığımda:
??Lo were loy lo loy...
lo esmer oy...
lo were loy lo loy
lo çawreş oy...
wa çen sale loy
hawia temme
ez hini ser söza xömme...''
Ertelenmiş baharlar ediniyorum çıktığım yolculuklardan. Hasretin sancısıyla kıvranan bakışların günden güne soğuduğunu görüyorum tüm aynalarda. Ansızın düşüyorsun aklıma beynimin dar sokaklarına açılan hüznün uçurumlarından. Gül kokan gülümsemelerle yerleşiyorsun dudağıma.
Senden her kaçmak istediğimde, ismin tutsak ediyor beni harf aralarına. Kimse bilmiyor, seni severek özgürleşiyorum ben aşkın zindanlarında. Bilmesinler, öğrenmesinler.
Ne zaman bir ağıt duysam, annenin sözleri düşüyor aklıma:
??mezarında biten ot olaydım oğul
sevdiğin kız ile sana
pilot olaydım oğul...''
Ben sana yoldaş olup, aynı yoldan seninle birlikte ölüme gidememişken ?eş olaydım' diyemiyorum. Ah yar! Vurmalılar beni seni yaşatmaktan vazgeçtiğim an. Hem de iki kaşımın tam ortasından...
Göğsünden kalp atışları çalınmış bir kadının aynadaki suretine bulaşmış nidasız özlemleri sönük kalıyor isminin yanında. Kadife acılar yolluyor ölün, keder zindanlarıma. Tüm zamanları bir kavanoza doldurup başucuma koyuyorum hep sende kalabilmek için.
Geceler devriliyor üzerime. Sonra ben gündüzlerin üzerine devriliyorum. Dağılıyorsun sigaramın dumanıyla birlikte evimin her köşesine. Önce bir Fatiha sonra özlem dolu haykırışlar gönderiyorum sana. Duyuyor musun?
Doluyorum seninle boşluklara yuvarlanırken. Anlat rahatla diyorlar. Seni kime, nasıl anlatmalıyım bilmiyorum ki. Mabedimsin, her gece sarılıp secdeye durduğum... Anlamıyorlar.
Yokuşları tırmanıyorum baş aşağı. Nefes nefese kalıyorum sana. Neden elimi uzattığımda tutamıyorum seni? Ölümü bana anlatsana.
Sarı sarmaşıklar sarmış odamın penceresini. Söyle bana; sarı hangi mevsimin rengi? Mevsimlerine uzak düşmüş aylar geçiyor saçlarımdan vatanına küsmüş kavimler geçerken tarih kitaplarından.
Emre'nin Yunus'unu, Emre'nin Taptuk'una gönderen Bektaşi bile şaşıyor halime seni anlatınca. Yusuf'un Yakup'u bu kez senin için ağlıyor benim gözlerim kör olurken. Hadi ver hırkanı, süreyim gözlerime. Göreyim seni!
Geceler soğuk burada. Üşüyorum gözyaşlarımı karanlıkla yakarken. Ağlamaklı bir çocuğa dönüşünce yüzüm, gülümsüyorsun bana güldürmek istercesine.
Ömürsüz mutluluklar topluyorum ölümsüz sancılarıma. Firavun soruyor o yüce zatta: ?Ağlıyorsun, inandığın o Rab uğruna kızgın yağa atılacaksın diye korktun mu?' Rabbine aşık adam cevap veriyor: ??Hayır, ağlamam korkmamdan değil. Neden sadece bir canım var da ve ben sadece onu Rabbim için kaybedeceğim diye sitem ediyor ve bu yüzden ağlıyorum. Keşke bin canım olaydı da hepsini kurban edeydim kızgın yağlar içinde Rabbim uğruna.''
Acı çekmek değil, acımak gidiyor benim de zoruma. Kollarımı açıp iki yana bağırıyorum rüzgârlara: Gelin üzerime... Ben de zırhların en iyisi, tek dokunuşuyla dağları titretecek bir sevgilinin hayali var.
Odanın ortasına yığılıp kalıyorum bazen. Dilim acıyor kendime sövmekten. Başka kimse yok ki...
Hatırlamadığım rüyaları gördüm saymıyorum. Seni görmesem de hatırlıyorum. Ah yar! Ellerim ağrıyor sana dokunamamaktan. Tamamını bilmediğim bir türküye benziyorsun.
??Lo were loy lo loy...
lo esmer oy...
lo were loy lo loy
lo çawreş oy...
wa çen sale loy
hawia temme
ez hini ser söza xömme...''
Sen ölmedin ki... Sana öldü diyenler yanılıyorlar. Eğer öldüysen neden hala canım acıyor? Hani ölülerin canı acımazdı?
Ey canımı canına kattığım adam! Bir gün bana gelmek için yerinden kalkarsan, evimin penceresinde bekliyor olacağım seni. Seni oradan özlüyorum, bilesin!
Sultan TURAN
Gel
Esmer...
Gel
Kara gözlü...
Bu kaç yıldır
Seni özlemekteyim
Ben hala sözümün üzerindeyim.
NOT: Kürtçe bilmem fakat denememde kullandığım türkünün söz konusu bölümünün dilimizdeki karşılığı budur. Sanırım ?lo' lar ?lan' anlamındadır dilimizde. Dilimizdeki tam karşılığının argo olması sebebiyle ?lo' ları es geçtim. Saygılarımla...