Evli Erkeğin Dramı

Aziz 48 yaşında ağzı iyi laf yapan tuhaf bir dürüstlük anlayışı olan bir adam. Eski işyerimde çalıştığım firmaya taşeronluk yaptığı sırada tanışmıştık. Arada bir görüşüp sohbet ederiz. Her ne kadar ayaküstü bin türlü yalan uyduran bir adam olsa da buna tezat samimi bir yanı var. 'Kendime karşı dürüstüm ama çevremdekilere yalan söyleyebilirim' diyor sözlerine başlarken. Beni çevrenden biri olarak görme diyorum, sadece ve sadece doğruyu söyleyeceğine yemin ettiriyorum filmlerdeki gibi. Gülümsüyor ve anlatacaklarım kendimle ilgili yalana gerek yok kendime dürüstüm biliyorsun diyor. (Erkek taifesine karşın, karşı takımın kalesini koruma için gösterdiğim çabadan mütevellit kendimi defans diye yazacağım.)
DEFANS: Nedir abicim bu evli erkeklerin, evliyim ancak ayrı yaşıyoruz çocuğumun psikoloji bozulmasın diye arada bir gidip eşimde kalmak zorundayım muhabbeti.
AZİZ: Ya ne diyeceğim karımı boşamayacağım ama fingirdemek istiyorum katıl bana mı? Evli olduğumu söyleyip bu durumda kendimi bu heyecanların dışında neden tutayım ki? Şunu da belirteyim artık ya iyi bir yalancı değilim ya da zeki kadınların sayısı arttı. Puzzle yapmak için geldim eksik parçayı arıyorum, her şey tamam kalbimin üzerine denk gelen parça eksik.
DEFANS: Puuzle?nın eksik parçasıymış. Bana biraz harem kurma çabası içindeyim; içinde sarışını var, esmeri var ama sizin gibi kumralı eksik der gibi geldi. Pardon sen hangi padişahın soyundansın diyen kadın yok mu?
AZİZ: Zeki kadın iyi güzel de bir yere kadar, fazlası zarar.
DEFANS: Bazen fazlalıklar insanın eksik yanıdır. Çoğu kadının eksik yanı gelişmiş bir iç dünyasının olması. Etrafı sırlı, girmek imkânlı ama anlamak zor, içindeki duyguların sahibi olmayı hedeflemek gerek.
AZİZ: Kalbim o kadar büyük ki tüm kadınları sevebilirim! Ne olmuş kumsal görünümlü bir kum tanesiysem. Düşün çektiğim eziyeti, tropik ormanlardan daha güzel bir yer var ve ben sadece resmine bakıp iç geçiriyorum, metinlere tutsak. Tatil yapmamış adamın, tropik yerler seyahat broşürlerine bakması gibi hem yakın hem de uzak. O topraklara vize ve pasaport verecek birilerine baktım. Âdem'le Havva'nın kovulduğu topraklar gibi kovmayacak beni. Yasak ve tehlikeli levhalarına itibar etmemeli.
DEFANS:' Kurallara uyalım, uymayanları uyaralım' diye anons geçen bayan sesi taklidi yapıyorum.
AZİZ: Unuttum! Sen "iyi kızlar" kolundasın. Hem de "sınıf başkanı". Adımı yazarsın tahtanın sol üst köşesine, yaramazlık yapanların hanesine. Ama ben hep uslu çocuktum. Yaramazlık yapmanın kıymetini şimdi anlıyorum. Eros'la ve kaderle zıtlaşabilirim sonuna kadar. Bazıları hayal kurar, bazıları hayallerini yaşar. Herkes kendi şansını kendisi yaratır. Bunlar için kimseye hesap vermemiz gerekmiyor.
DEFANS: Kadın erkek eşittir diyorsunuz o halde aldatma oranınız neden kadınlara göre daha yüksek?
AZİZ: Kadın-erkek eşittir diye çığlıklar atan biz erkekler değiliz ki. Ne olursa olsun erkeğe göre kadın-erkek eşitliği yoktur. Bu söylem karşısında susarız, çok ısrar ederseniz ' hı hı!' diye homurtulu sesler çıkarırız. Erkekler kadınlardan daha çok aldatmaz. Kadın aldattığında erkek gibi ortaya çıkmaz hepsi bu. Bu dediğim bir genelleme olup kesin bir yargı değildir, bu tıynette olanlar da mevcuttur elbette.
DEFANS: Nedendir bu kalabalık merakı?
AZİZ: Yaşlanma vahameti var biz erkeklerde. Yaşlandıkça cinsel gücümüzün azaldığını duyup, okuruz. Dışarıdan başka bir kadınla beraber olunduğunda alınan övgü sözleriyle güven yerine gelir, egomuzu tatmin ederiz.
DEFANS: 40.000 bakımımı yaptırdım ihmal etmem diyorsun. Senfoni orkestrasının vazgeçilmez şarkısı çalmaya başlıyor, duyuyor musun? Bak şöyle:
Egomu tatmin et. Ardından ikinci kemanlar acemli rast makamında devreye giriyor 'harikasın' adlı parçayla. Ses tınısına dikkat ederek tahta üflemeli çalgılardan klarnet çargah gerdaniye makamı ile 'süpersin' şarkısıyla devam ediyor. Vurmalı çalgılardan davul katılıyor, yaylı çalgılar ile nefeslilerin ses gürlüğünü kapatmayacak şekilde basit suzinak makamıyla 'bayılıyorum sana' şarkısıyla devam ediyor. Aziz bir durumu merak ediyorum. Bir kadın olarak şahsen evli bir adamla ilişki yaşamak istemem. Bunu yaşayan ya da yaşayabilecek potansiyelde kadınlarda vardır belki. Peki erkekler bu durumu neye göre belirliyor? Her kadına bu şekilde yaklaşmak da yanlış bir tutum. Kadınlar sizi topa koyup ücra bir köşeye fırlatacaklar yoksa.
AZİZ: Bu kadınlar bekârdır muhtemelen yalnız yaşıyorlardır, içki içiyorlardır eh dışarıdan bunları tahmin etmek zor değildir. ( Defans: Şimdi hazır olun sorduğum sorunun cevabını bulamadığından topu farklı bir yöne sürüyor, biz de yedik!) Lakin işin içinde asıl evdeki cinselliğin artık rutine girmiş olmasıdır _ki bu adamı yeterince sıkıntıya sokuyordur. Yeni tenlere yelken açmak isteği içini yakıp kavuruyordur. Adam yeni bir ten arar, gençliğini arar, bu noktada bekâr ve özgür kadınlardır rotası. Adam geçmişini, kadın geleceğini arar. İki tarafta beklentileri doyurulduğu sürece bu birliktelik devam eder. Sonra mı? Sonra diye bir şey yok. Adam evine döner akşamları, eşinin hazırladığı yemekleri yer, çocuklar hakkında iki kelam edilir, yatağa geçilir, kadın yorgun değilse, başı ağrımıyorsa, adetli değilse kısa bir sevişme yaşanır belki. Kadın da dergilerden öğrendiği özgür kadın tiplemelerinin yaptığı gibi ipek pijama takımını giyip, ışıkları söndürüp mum ışığında şarabını yudumlarken kitabını okur. O özgürdür asıl esir olan yaşamını değiştiremeyen o adamdır.

06 Ağustos 2013 5-6 dakika 3 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 11 yıl önce

    dikkatle ve özümseyerek okudum... o kadar gerçekti ki günümüzde sıkça rastlaştığımız konulardan dı...kendimi gayet rahat hissetmeme neden oldu. teşekkürler beğeni ile okudum.dua ile....

  • 11 yıl önce

    bayıldım.. muhtemelen kurgu değil paylaşım.. bu kadar isabetli söylemler içerisinde olması titretti beni.. tebriklerimle..

  • 11 yıl önce

    Kurgularım oldukça titretici sanırım :)