Ey Sinemde Tutuklum

Yaşamak için geldin bu dünyaya, elinde olsa da olmasa da yaşayacaksın, yaşamak zorundasın.
Karşı koyamadığımız nedenlerden de ayrılmış olsak, yine de ayrılışımızı çizmiş olandı kader...
Bazen ayın büyüsünde arayacaksın mutluluğu. Bazen gökyüzüne bakıp, yalnızlıklarında, sana da yer versin diye yıldızlara yalvaracaksın. Feryadını salacaksın gecenin kopkoyu derinliklerine.
Yaşamak kolay değil ki bir tanem, yaşayacaksın ve de yaşamak zorundasın.'Yaşam kavgası bu, yaşama aşkı bu' diyeceksin, bazen kendini avutacaksın.

Bir günün bitiminde gölgene çekilirken sessizliğin hışırtısı rüzgâr gibi kollarını okşayacak, seninle bilecek yalnızlık, yalnızlık olduğunu, geceler, seninle bilecek gece olduğunu ve kucağına sığınacaksın, onlarla yaşayacaksın.

Bilirim, ey sinemdeki tutuklum, toprağa karanlığı sen sermedin, sen soldurmadın çiçekleri, fırtınanın hışmı senden değil, zaten bu kaderi de sen yazmadın. Her şeye rağmen, yaşayacak, yaşayacaksın.
Bir acı sel olsan da yalnızlığında, dert dalgalarını kucağında çalkalasan da, yosun tutsa da o gözlerin, kimin umrundasın, kimin umrunda. Dünya merhametsizdir, bilmez misin? Hasret zincirinin halkalarını takmışken boynumuza, koparmak kimin elinde ki... Yaşamak zorundasın.

Bırak döndürsün dünya kendini, yuvarlağında. Yaşatsın seni hazanlarında, savursun küllerini karanlıklarına. Güzel günler vardır mutlaka. Bir gün senin de hatıraların olacak, taşıyacaksın yarınlara. Sevdayı giyinip kuşanacaksın, düşeceksin yollarına. Üşütmeyecek yalnızlığın ateşi seni, yanardağların, alevleri söndürecek, taşıyacaksın sen de bir gün, mutlaka...
Bir gün ama mutlaka bir gün, içindeki çağlayanlar ulaşacak başka bir ırmağa, döküleceksin masmavi denize. Gözlerin, sevdayı içip içip kanacak, hüznün yerine mutluluk akacak pınarlarından. Mutsuz geçen yılların hıncını alacaksın. Mutluluk fışkıracak, zamanı taşıyan damarlarından. Sevdayla ilgili ne varsa dolduracaksın bulutlara, yağacaksın yağmur misali sen de bir yüreğe. Geç kalmış günler kahrolacak sensiz geçip gittiğine, yeniden hesabını tutacaklar yarınların. Belki inanmayacaksın şimdi seslenişime ancak yıllar beni haklı çıkaracak ey sinemde tutuklum..

Şimdi bir gül demeti topla gülüm baharın en koyu kokusuyla bulanan. Sana ay ışığını esirgeyen geceleri söndür. Bırak, ay yalvarsın sana 'mehtabımda yıkansın' diye. Bir kılıç gibi kınından sıyır en serin sabahları ve gözlerinin ışığında yüzdür geçen yılları bir bir topla, vur zincire, köle yap, gelecekteki güzel günler için doğayı al yanına götür ırmak kenarlarında yıka, allı morlu dağ yamaçlarına ser.

Akşamları sök at ömründen. Her yeni güne bahşiş ver..Yaşa bir tanem bu yaşanmaz dünyada sen de yaşa ama yaşa...

21 Şubat 2010 2-3 dakika 16 denemesi var.
Yorumlar