Ey Ülkemin İnsanları
Asırlar geçiyor, konanlar göçüyor, göçenler geleceği bilmiyor yada bilmemezlikten geliyor.
Doğdum büyüdüm yaşadım öldüm.Bütün yaşam bundan ibaretmi acaba.Nasıl nerede doğdum,büyürken hangi evrelerden geçtim,niçin neyi neden yaşadım.Yaşamın sırrı neydi acaba. Sadece nefes alıp vermekmiydi,yoksa bir şeyler üretmekmiydi.Ülkemizin geleceği için ne ektik nasıl baktık neyi biçtik:
yoksa ekilen tarlaları yokmu ettik? kotalarla ekmek'ten men'mi edildik?
hangi dalda ilerledik hangi sanayiyi kurduk sattıkmı yoksa hazırmı aldık?
yönetilirken vekilmi yoksa başımıza çobanmı seçtik?
çobanlar kuzuları tek tek keserken veya satarken neredeydik?
sürüyü ak koyun kara koyun diye ayırıp vuruşturanlara ne dedik?
adına özgürlük dediğimiz düşüncenin ayrımcılığa ve şiddete dönüşmesine katkımız veya katkı yapanları nasıl baştacı ettik?
sütümüz alınıp yoğurt yapılıp kaymağı çalınıp bulaşığını biz yıkatanları görüp uyandıkmı?
hiç bunları kafamızı iki elimizin arasına alıp düşündükmü:
yoksa şükürlerle dolu bir hayatmı sürdük.
ey! Ülkem uyumanın zamanı değil vaktiyle emperyalist güçler ,silahla yapamadıkları Ülkemdeki işgali ATAM'ızın deyimiyle içimizdeki delalet ve hiyanet içinde olan, kendini bilmez çapulcularla bu gün avrupa birliği uyum yasaları altında, masa başında attırdıkları imzalarla işgal edilmiş durumdadırlar.
uyanmanın birlik olmanın ve de dirlik içinde yaşamanın bu soğuk savaş içinde ne kadar zor olacağının farkına vardığımızda çok geç olacağı endişesi sarmalıdır bizleri.
dil, din ,ırk ve mezhep kavgalarını bir yana bırakıp .tek vücut olmanın tam zamanıdır.
Bizlerin yegane görevi ülkemizi korumak kollamak ve ileriye dahada ileriye taşımak olmalıdır.
MALATYA