Fark Ettim ki

Fark ettim ki, fark diye bir şey yokmuş, insan kendi farkını kendisi yaratırmış. İnsan madem aynı özlerin bütününden oluşuyor, madem başlangıç ve bitiş noktaları aynı, kendi hamuruna kendisinden başka şekil veren başka kimdir ki?
Gündelik yaşamda hatalar yaparız, yaptığımız hataları bir başkasının sırtına atıp 'Onun yüzünden oldu.' deriz. Örneğin aşkta... Terk edilmek belki yaşanacak duyguların en kötü elemanlarından birisidir. Biz ya çok güvendiğimizden terk ediliriz, ya da güvenilmediğimizden. Ya çok fazla severiz, ya da sevgimizi belli edemediğimizden terk ediliriz. Elbet ki bu problemler, matematiğin çok bilinmeyenli denklemlerinden farklı değil. Ancak, her şey bizim adımlarımızla gerçekleşmiyor mu? Genelde taviz tavizi doğurmuyor mu? Ayrılık bir uçurum, yolun başından bizi yolun sonuna; uçuruma kadar götüren kendi ayaklarımız değil mi? O halde bu bile bile ladeste başkalarına suç yüklemek ne kadar doğru olur? Duygusal beyninizle değil, gerçek mantığınızla buna siz cevap veriniz...
Bilirim maskeler var ve insanlar yüzlerine maskelerin bazen en uygun bedeni bulurlar. Oyunlarını öyle güzel oynarlar ki, bazen bizi de oyuncu yaparlar. Olay olasılıklarda! Demeyin ki çok sevdim, çok güvendim. O,bana asla bunu yapmaz. Şöyle deyin ki yıkılmayın, yerle bir olmayın : 'O da bana bunu yapabilir.' Korkmayın, sizden ve güveninizden eksilen bir şey olmaz. Kask ile çalışan işçiye ustası darılmaz... Farz edin ki bir tiyatrodasınız, farz edin ki oyunun akışına kapıldınız. Hangimiz oyun bitiminde tiyatronun etkisinden çıkıp, Dünya'nın koşuşturmacasına devam etmiyor ki...

07 Ağustos 2011 1-2 dakika 15 denemesi var.
Yorumlar