Farkındalık Kokan Mahkumiyetler
Nefes almaya mahkum zamanlar yaşıyoruz bazen.Görmek istemediklerimizi görüp,duymak istemediklerimizi duyup,söylemek istemediklerimizi söyleyip;sonra kaldığımız yerden devam etmeye dair bu mahkumiyet.
An geliyor canımız yanıyor.Nefes almanın bedelini ödüyoruz belki de.Nefes alırken eksilerek, an be an katlanan borcumuza yeni hesaplar açıyoruz.
"zaman"denilen sözde ilaç katlıyor acımızı.Hangi ilaç aynı anda hem zehir hem panzehir olabilir ki,zaman gibi?Aynı anda hem zehirlenip,damarlarımızda hissedip"tek çaremizi"hem de panzehir niyetine akıtılıyor zihnimizden,senelere"yaş"olarak eklenerek...
Yaşanan her aşk,nefret,acı,sızı;çizgi çizgi beliriyor yüzümüzde,yavaş yavaş.Hatırlamaya mahkum oluyoruz git gide...
Fark etmeden"ah o günler"diyoruz;bulutlanıyor gözler."keşke"diyoruz;pişmanlık kaplıyor geçmişimizi."iyi ki"deyişlerimiz yok mu bir de...
Mahkumiyetlerimize dayanak,acılarımıza damla damla su,geçmişe ılık ılık rüzgar...
Yaşanan,yaşanacak ne kadar duygu ve zam'an varsa mahkumuz onlara.
Ve hayranız aslında farkındalık kokan mahkumiyetlere.