Federico Garcia Lorca
?' gül kurutur diyorlar şiir ve ölüm için
gül yaşatır Lorca'nın duvara kurşunlanan kıpkırmızı sesini''
Yelda Karataş
Kadıköy'de bir sahafiyeden aldığımı hatırlıyorum Lorca'nın ?Seçme Şiirler'ini. Türkçe'ye Sabri Altınel çevirmiş. İlk baskısı olmalı bu; kitap bir hayli yıpranmış ve hemen hemen her sayfası ?ST. JOSEPH Fransız Erkek Lisesi Kadıköy' mührünü taşıyor ve bazı sayfalarında ?SEN JOSEPH Talebe Kitaplığı Kadıköy' mührü var.
?'Lorca, çocukluğunda geçirdiği çok ağır bir hastalık yüzünden ancak üç yaşından sonra konuştu. Dört yaşından sonra da yürüyebildi. Uzun bir süre de topalladı.'' diyor Sabri Altınel hemen önsözün başlarında.
geç yürümüştür Lorca elbet
ağır aksak ilerlemiştir kan lahzalarının arasında
geç başladığı kadar konuşmaya çok erken duymuştur halk şarkılarını o
ve yavaş yavaş damıtmıştır halkının sesini şiir suyuna
ağır ağır ilerlemiştir kaynağına
karşılaşmıştır ölümle elbet
şiirin gözüne bakınca
T.Uçeren
Kurşuna dizilmeden hemen önce kendi mezarını kazdırmışlar Lorca'ya,
Sabri Altınel'den öğreniyorum bunu.
annesinin göğsünü açar gibi utanarak
açar gibi bir gülün katmerlerini, soluyarak dingin bir saba rüzgarını
kazmıştır kendi mezarını
kıpkırmızı bir gül gibi yatmıştır o toprağın bağrına
ve çok erken içmiştir Lorca
ölümün sütünü
?Küçük Alanın Şarkısı' adlı şiirinde bir dizesine takılıyorum Lorca'nın:
?'Ben
Bir kan gülü
bir ak zambak.''
Evet, ?Sevgilime Güllüm Şiir' adlı şiirimin başlık dizeleri geliyor aklıma:
Nerede bir gül kanarsa
Lorca düşer birden aklıma
Ey... Şiirim
aklıma bağışla beni
Sevgili Turgay bey,
Öncelilke Şiirkoliğe hoş geldiniz...
Güzel bir denemeyle sizi tanımak çok güzeldi. Şiirlerinizi de bekliyoruz.
Kutlarım...