Foton Çağına Hazırlık mı?
Dünya'da 2012 yılında Foton Kuşağına girileceğine dair görüşler giderek güç kazanıyor. Bu görüşte olanların kanıtlarının içinde Maya Takviminin 2012 yılında bitmesi, Bu kuşağa girmeden önceki dönemde sismik aktivite ve volkanik hareketlenme görülmesi, Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak şiddetli tayfunlar, seller,fırtınalar ve hortumlar gözlemlenmesi vb. var.
Bu kanıtlar Dünyamızda hızla artış göstermekte.
Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor.
Şu anda 11000 yıl süren karanlık dönemin(eril-erkek dönem) sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012'de son bularak 2000 yıllık "ışık" devrine(dişil-dişi dönem) geçiş yapılacağı söyleniyor.
Foton Kuşağı yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek.
İnsanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'yı oluşturacak.
Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak.
Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek.
Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek.
İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler.
12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler İnsanlar ölümsüz olacaklar.
Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak.
Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyuta gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler.
Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler.
Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek.
Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom).
İlginç olan bir durum da bu konu üzerinde araştırmalar yapan pekçok bilim adamının bulundukları yerlerden uzaklaştırılmış olmaları!
Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel etkileşimler ise pekçok raporda şu şekilde sıralanıyor:
1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).
Bu olayın gerçekleşeceğine inananlar hazırlıklar yapıyorlar. Ülkemizde de hazırlıklar yapan bazı guruplar mevcut.
Bence bu beklenti Dünya Devletleri tarafından da ciddiye alınıyor. Çünkü bilim adamlarına göre ciddi deliller mevcut.
Küreselleşme olayına, Cern'de yapılan deneylere ve hatta Wikileaks Olayına nesnel olarak baktığımızda kafamda bunlar da Foton Çağına hazırlık çalışmaları olabilir mi? diye bir soru beliriyor.
Ayrıca, aklımı bir de Sn. Cumhurbaşkanının "açılımları yapmamız gerektiği, eğer yapmazsak bunları başkalarının gelip yapacağı" söylemi kurcalıyor.
Ben şahsen bu olayın gerçekleşeceğine pek inanamıyorum doğrusu ama, ya gerçekleşirse diye de kendimizi hazırlamanın yararlı olabileceğini düşünüyorum.
Bu konuda bir de" Birleşmiş Milletlerde Uzaylılarla Görüşme yapabilecek bir sözcünün seçilmesi", sonra bu olayın gelen meraklı tepkiler sonucu, yalanlanması, geçenlerde de NASA'dan arsenikte yaşayabilen bir bakteri keşfedildiği, yani farklı yaşam formları olabileceği sinyalinin verilmesi açıklamasının bende insanları bu olaylara hazırlama çabalarından olduğu ve bu çabaların Dünya dışı varlıklar tarafından desteklenildiği kuşkusunu uyandırıyor.
Bir taraftan da bu olayları bile layıkıyla yaşama geçiremediğimizi ve bazı güçlerin olgunlaşamayıp,halen birbirlerini yemekle uğraştığını üzüntüyle görüyorum.
Sonumuz iyi olur İnşallah!!
Bu tür varsayımlar bugünkü inceden inceye katline vacip görülmüş insan ilişkisizliğinin, çere kirliliğinin, ucuz insan ve emek sömürücülüğünün, ellerinden ana sütü kadar hakkı hukukuyla helal olan yaşama hakkı alınmış insanların aklını beyin tasından boşaltıp siklik, sönük ve aslı faslı olmayan yeryüzü ötesi uydur kaydır hikayeleridir...İnsanların kafasını bulandırsın da gününü gündemini şaşırsın diye...Düşünsene kardeşim...Bu aanlatılan FATON saçmalığı en laf söz dinleyenlere sonraki boyuta söz ve yaşam hakkı tanıyor toplumun en güdümlü kanatlarına hitap ederek işi cennetle eşitliyor *ama kıyametin nezaman kopacağına kesin tarh atıyor ....Uzatmayayım...İçi boş ve insanı kafaya alan hokkabazlıklardan başka bir şey değil bu kuru gürültüler. Sen sıkı sıkıya hayata sarılmaya , ekmeğine aşına, yaşanılası yarınlara sağlam ve sağlıklı gözlerden bakmana bak. Ötesini derleyip düzenlemekse her gelen günün getirisiyle ancak ve ancak aynı sağlıcaklarda kalmakla mümkündür. Sevgiyle.
Sn.Karaca, Bazı konularda haklı olabilirsiniz ama, yaşam ve Dünya sizin algıladığınız kadar da maddesel ve sığ değil!
İnsan aklının açıklayamadığı o kadar çok şey var ki!