Gamzeli Şafak - 4
?Ankara'da dayın mı var?? tabiri gereği Ankara'da bir dayım vardı ama o güne kadar ne görmüş ne de tanımıştım. Ama önceden onun adresini de almayı ihmal etmemiştim. Çağırdığım taksiye dayımın adresini verdim. Beş on dakika sonra onun iş adresindeydik. Talat Paşa Bulvarının bir alt sokağında bir klinik çalıştırıyorlardı. Dayımla ilk karşılaştığımdan kendimi tanıttım çünkü o da beni tanımıyordu. Elimizdeki zarfın üzerinde bulunan telefonu arayarak adresini ve oraya nasıl geleceğimizin de açıklığa kavuşturmasını istedim. Oradan vedalaşarak ayrıldım.
Dayımın çağırdığı bir taksiye binerek Ulus üzerinden Yenimahalle ve İvedik caddesine geçmiştik. Taksici : ?Benim de kızım üniversitede okuyor. Okuyun çocuklar. Eğer üniversiteye kapıdan giremezseniz, pencereden girin. Pencereden giremezseniz, bacadan girin. Ama mutlaka ama mutlaka girin,? diye moral ve destek veriyordu. Tarif edilen yerde indik. Oradan dershaneye gitmek üzere kalacağımız yere geçtik. Yazıldığımız üniversiteye hazırlık dershanesi Mithat Paşa Caddesi üzerindeydi... Servis aracımız bizleri almak için kurtuluş parkı kenarında beklerdi.
İlerleyen günlerde sinüzite ve kuru bir öksürüğe yakalandım. Tedavisi için Numune Hastahanesine gittim. O zamanlar bir türlü havasına ısınamadığım şehir oldu Ankara...
Isınma amaçlı tüketilen kalitesiz yakıtların, araçların eksozundan ve fabrika bacalarından çıkan dumanlar hava kirliliğinin en baş amilleri değil miydi? Bugün hava kirliliği neticesi meydana gelen hava zehirlenmesiyle göz, boğaz ve bronşlarda kanser yapıcılığı, bilhassa Ankara`da büyük bir mesele olmamış mıydı? Şehrin üzerine çöken zehir bulutlarında tonlarca oksitli karbon, kükürt, azot ve kurum yağmıyor muydu? Bu yoğun gaz birikimleri astım, bronşit, nezle, zatüre, akciğer kanser ve veremi yapıyor muydu? Solunum hastalıklarını meydana getirmekte, ayrıca müzmin romatizma, damar sertliği, kalp hastalığı ve çeşitli sinirsel hastalıklara yol açmakta olduğunu en iyi orada yaşayanlar biliyordu. Şehirlerin civarındaki ormanlar, insanlara sağladıkları sağlık fonksiyonları ile âdeta şehirlerin akciğerlerini meydana getirmekte olduğunu anlayan Ankara hızla yeşillenmek için mücadele vermekteydi.
Ormanların, hava kirlenmesinin meydana getiren tozlara karşı aktif bir filtre vazifesi gördüğünü, akarsu rejimlerini düzenlediğini, kaynakları beslediğini, toprakların yıkanıp gitmesini önlediğini, rüzgârın hızını frenlemek suretiyle onun zararlı tesirlerini azalttığını ve havayı temizlediğini günümüzde bilmeyen yok gibidir...
...