Geç Kalmak .. ! (Sana)
"Otuziki Numaralı Peron"
Neye nasıl demeden geç kaldığımın aslında sen olduğunu fark etmeye başladım... Ama ben ya okula geç kalırdım ya da uykuya.. Sabahın kör karanlığında kalkardım, o büsbütün buz tutmuş camların ardındaki yatağımdan.. Ocağın üzerindeki çayın kaynama sesi duyulurdu mutfaktan, beyaz peynir ve birkaç dilim ekmeğin yanında zeytin olurdu, siyah gece karanlığı gibi.. Şimdi daha iyi anlıyorum ilk dersin matematik olmasını.. Hesaplama yapmam lazım, uykuya değil sadece sana geç kalmamak için.. Ardından edebiyat işlenirdi, sana şiirler yazmak için.. Ve coğrafyası belirgin olsun diye, bir yudum coğrafya..
Tarih neden vardı bilemedim..
Fiziğin önemini sana dokunmayı düşlediğimde anlamıştım,
ve kimyasının aşk olduğunu insanın..
Telaş, hızlı adımlar,
Sanki birşeyi yakalamak için..
Geç kalıyorum sana haberim yok.. !
Gömleğin üst düğmesi açık kravat bol ve boğuluyorum..
Tenefüs saatleri seni düşünmek içindi, felsefeyi bu yüzden sevdim işte..
Açık ve net ortada herşey...
Hocam diyordum; havuz problemi değilde şehirler arası mesafeyi işlesek,
Saat kaç,
Uzaklık,
Kilometre..
Çarp,
Böl,
Birşeyler yap işte..
Yetiş,
Bir vagon camından bu kenti izlemeye,
Coğrafyası; kıyıya paralel dağlar,
Denizi; mavi,
Gözleri; sustum...
Ve hep işaret parmağımı kaldırıp izin istedim;
Seni sevdiğimi defalarca söylemek için...
insanı alıp uzaklara götürüyorsun..... çok uzaklara....kimsenin olmadığı ve olamayacağı diyarlara...keşke diyorum....keşke hep orda kalsam....güzeldi kardeş.....dua ile.....