Gece İlhamı Üzerine

Tabiri caizse gündüzün yarı karındaşıdır gece.. Göz kapaklarım ağır basmasa, geceleri gündüzlerden daha çok ilham getirici diyebilirdim. Fakat ne yazık ki diyemiyorum. Sanki hınca hınç bir savaşa tutulmuş gibi yorar beni gözlerim. Uyku benden danışıklı bir dövüş arar gibi her gece erkenden biner kirpiklerimin üzerine. Gözlerle beden uyusa bile beyin uyumuyor geceleri. Yani şöyle diyebilirim ki; beyin her ne kadar uyuyor görünse de kendini tutuyor, bizim uykuya daldığımızdan emin olunca da kendi kendine bir şeyler üretmeye başlıyor. Yazıyor, çiziyor, hayatım hakkında atıp tutuyor. Belki bilinçaltı dediğimiz durumu uyandırıyor, beraber koyuluyorlar işe. Çalışmalarını kati ve hiç ara vermeden devam ettirdikleri muhakkak. Ki amaçlarını aşmadan yavaş yavaş yapıyorlar işlerini. Bu da onların az ama öz bir sonuca varmalarını sağlıyor. Bedenim uyumaya devam ederken ruhum da birtakım gezintilere çıkıyor. Neredeyse gerçek olduğuna inanacağım birtakım görüntüler izletiyor bana. Bense elleri tutuklu bir mahkum edasıyla izliyorum olan biteni. Gıkım çıkmıyor, bir bakıma mecbur kaldığım şeyleri yaşıyorum.

Keyif içinde devam ediyor gece muhabbetleri. Gecenin yarısına varıldığında biraz kımıldar gibi oluyorum. Güya ilham gelecek de bende bir şeyler karalamaya başlayacağım. Safsata! Öyle değil mi sizce de? Gerçi hep gece yarıları gündüzlerden daha verimli olur diye işitiyorum ama pek inanasım gelmiyor. Ya da denemediğim için mi bana saçma geliyor, bilemiyorum. Ama sırf saçma diye denememek olmaz sanıyorum. Ve o gece kımıldamaya başladığım vakit beynim ile ruhumu hayal kırıklığına uğratıyor ve göz kapaklarımı açıyorum.

İtiraz ve isyan ede ede yerleşiyorlar bedenimde ait oldukları yerlere. Ben uyurken her ne kadar kontrol onlarda olsa da uyanınca geçiriyorum ipleri elime. Bakalım deneyelim, gece ilhamı bize uğrayacak mı?

Kalkıyorum, elime kalemimi alıp, önüme kağıdımı koyuyorum. Ve başlıyorum beklemeye. Dakikalar geçiyor ve aklıma bir fikir geliyor. Daha önce gece üzerine bir yazı yazmadığım geliyor aklıma. Koyuluyorum işe, beynimi açıp içinden kelimelerimi özenle seçiyorum. Sonra da yapıştırıyorum kağıdımın uygun noktalarına. Bakıyorum da her zamankinden fazla çalışıyor beynim, hiç cimrilik çekmiyor sözcük konusunda. Açıyor da açıyor içini, döktükçe daha çok dökesi geliyor kelimeleri. Yazıyorum, hababam yazıyorum, bakıyorum ki saatler geçmiş ve gece ilhamı dedikleri şey masamın ucunda duruyor. Sanki beni gözetler gibi bir hali var. Gülümsüyor usuldan. Ruhumla iş birliği halinde sırıtıyor biraz izdüşümlü. Bakıyorum ki dolmuş kağıdım, sadede bağlamışım yazımı. Ben ilhamın sırıtışını izlerken elim boş durmamış ve yazmış habire. Onunla gurur duyuyorum.

Denediğim iyi olmuş şu gece yarısı ilhamını. Artık her gece yapacağım bunu. Öyle zorluk da çıkarmayacak beynim ve ruhum. Artık onlara ayak uydurmanın keyif ve mutluluğuyla, daimi hale getireceğim gece yarısı yazmalarını...

09 Ağustos 2011 2-3 dakika 88 denemesi var.
Yorumlar