Geleceksin Değil mi?
Dün gece süklüm püklüm yalnızlığımdaydım her şeyden uzak. Düşüncelerim yorgun düşen yıllara gitti. Bir bir sayfalarını karıştırdım, hatırlayamadım gecen silik günlerimi, hep boşluklarda boğulmuş sessizlik vardı. Kimi zaman uğultularla irkildim, çoğu zaman izmaritlerin dumanında düşlerimi yitirdim. Aynıydı dünler, karalık ve çirkin, nefrete yenik düşüyordu hırsımın emeli, olmak ve olmamak savaşı gibi. Nedense korku vardır bilinmeyen ve istenilmeyenlerde, yaşanmış gerçekler acı kokar, film gibi tekrarlanırken, irkilir bedenim titreyen yüreğime inat. Elleri hep başımın arasında bakışlarım dalgın, kaç kez uçururum aklımı bilir mi sin? Bir savaşta olurum, savaşın zaferine uzak, yılgınlığım dürter, umutsuzluğu getirir saatler, ardından bir bir sıralanır gerçekler.
Dün gece ben çok eskilerdeydim, alış veriş yaptım geçmişimle verdiklerimi alamadan, iflas etmiş tüccar misali, göz kapaklarımı zorladım dünün yapraklarında, kaç kez yırttım karanlıkları, kaç kez sildim günlerimi?
Bir an güneşi aldım avuçlarıma, yeniden doğmak istercesine. Ne zordur bilir misin ağlamak? İşte böyle bir gece vardı bende, gün ağarana dek sessiz ve yalnızdım. Sesimi savurdum boş duvarlarıma seni çizdi tavanın karanlıklarına, kendimi aradım suskun dudaklarımda. Kaç kez benim diyebildim hatırlayamadım, bilmeden yenik düşerken kaç kez geldin odama. Yalvarışlar sundum sana, haykırırken korkak ve ürkek.
Sessizliğimi yalnızlığımın şiirlerine yazdım, mıncıkladım kelimelerimi, motif motif süslerken sözcüklerimi, yastığıma koydum gözlerini, titriyordun üstüne serdim yüreğimi, dudaklarımla ısıtırken tenini, seni kaçırdım, göğsümle siperlendim korkularına kaç kez benim oldun bilir misin?
Sonra birden uyandım düşlerimden, yine sen bendeydin, usulca kaldırdım, beyaz entarini giydirdim, saçlarını okşadım şalını omzuna sererken, öyle güzel süsledim ki seni, umutla çizdim, yıldızlarla yazdım sevgimi. Şiirler okudum sana gözlerimi gözlerine mahkum ederken, birden ellerimi tuttun karanlığa isyan edercesine aydınlığa sürükledin yıldızlarım diyordun, usulca açtın kirli perdemi, cam pervazlarımı parçalarcasına araladın, işte yıldızlarım diye haykırdın. Ay ışığı; gri gökyüzünü mavileştirmişti, binlerce yıldızdan daha parlaktı gözlerin, onlarca şiir ve şarkılardan daha anlamlıydı sözlerin. Hep sen konuştun başını omzuma yaslarken, ellerimi sıkarcasına tutuyordun, sende çok mutluydun.
Zaman ne anlamsız biter seninle, güneş güne merhaba derken sen gidersin benden sessizce. Dün gece düşlerimde yaşattım seni, şimdi hasret kokuyor gün, özlem şarkıları fısıldıyor rüzgar. Yok gitmedin, yine akşam olacak,yine gün batacak, yıldızlarımız gök yüzünde olacak, geleceksin sen, korkmayacağız karanlıklardan, o kirli dünlere inat bu gece geleceksin bana, biliyor musun kokun hala odamda, seni bekliyor, seni istiyorum. Geleceksin değilmi? .
.