Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği
’’Kırıkkale’de çocukları dijital bağımlılıktan uzak tutmak ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla şenlik düzenlendi. Yüzlerce çocuk, teknolojiden uzak geleneksel oyunlarla mutlu oldu.’’ BASINDAN
Evet 21-25 Mayıs tarihleri arasında güzel komşu ilimiz Kırıkkale’de böyle bir şenlik düzenlenmiş. Bu haberi görünce ne kadar mutlu oldum, ne kadar sevindim bilemezsiniz. Günümüz çocuklarının akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar, normal bilgisayarlar ile doğallıktan ne kadar uzaklaştıklarının hepimiz bilincindeyiz...
Bizlerin yetmişli yıllardaki çocukluğumuz çok daha doğal, çok daha güzel ve farklıydı. Günümüz çocuklarının birçokları o işleri bilmiyor. Sebep sonuç ortada akıllı telefonlar ve bilgisayarlar. Oysa ki cep telefonları, bilgisayarlar aynı zamanda hem gözleri bozuyor hem de aşırı kullanımda beyni de olumsuz yönde etkiliyor...
Kırıkkale gibi bir ilimizde böyle bir etkinlik yapılabiliyorsa, başka başka değişik il ve ilçelerde de neden olmasın böyle etkinlikler, diye aklımdan geçiriyorum. Yurt çapında böyle işleri yaygınlaştırıp daha çok çocuğun faydalanması da düşünülebilir ileride...
Bizler minyatür kalelerde sokak aralarında maç yapardık, Ayrıca tahta basket potalarımız olurdu mahallelerde... Beyaz Gölge dizisinin zirvede olduğu zamanlar. Terlediğimiz zamanda bahçe hortumlarından lıkır lıkır su içerdik yine de hastalanmazdık...
Hangi çocuk biliyor şimdilerde ’’Yağ satarım bal satarım.’’ diye bir oyunu... Hangi çocuk biliyor şimdi yakan top diye bir oyunu? Hangi çocuk biliyor şimdi mendil kapmaca oyununu? Hangi çocuk biliyor şimdi misket oynamayı? Hangi çocuk biliyor şimdi saklambaç oyununu? Hangi çocuk biliyor şimdi Amiral Battı oyununu? Hangi çocuk biliyor şimdi gazoz kapakları ile lig oynamayı? Bu oyunlar bizim kültürümüzdür, zenginliğimizdir. Buradan içtenlikle teşekkür ediyorum Kırıkkale’de bu işe ön ayak olan insanlara... Dilerim daha da çoğalsın bu tür etkinlikler...
Bizler, bizim kuşak, yağ sattık bal sattık ama adam satmadık. Yakan topta sadece tenlerimiz yandı, yüreklerimiz asla... Misket oynarken ütüldük belki sonra biz birilerini üttük ama hepsi o kadar zimmetimize milyonlar geçirmedik... Saklandık saklambaç oynarken ama, çanak çömlek patladı mı çıkardık hemen, utanılacak bir şeyler yapmamıştık çünkü... Amiral Battı da kağıttaki üfürükten gemileri batırdık, Sam Amca ve evlatları gibi gariban milletlerin gemilerine saldırmadık... Ne güzel böyle oyunların gelecek nesillere aktarılması, keşke bu örnek olup başka başka illerde buna kalkışsa...