Gezgin
Bulmaya gittim kendimi, İzmirin yokuş sokaklarında.
Asi bir çocuktum, zaman avuçlarımdan uysal akıp gitmiş ama tatlı bir iz bırakmadan. Acımasızlığın, kötülüğün ve bıkkınlığın dışında. Kendi cehenneminden kaçmak bu, hâlâ küçücük bir kadınım oysa..
Bütün yollar aynı yere çıkıyor. Hiç bir yere gidemiyorsunuz. Akrep ve yelkovan bizi sona doğru kovalarken, tek beklentimiz görüntümüzün netleşmesi. Bir an için bile olsa kendimizi bulabir miyiz..Bir tutsaklık bu başka bir şey değil!!
Hayatı ilk defa görüyormuşcasına baktım etrafıma. Parkta oturdum. Çocuklar bana baktılar ve herşeyi bildiler. Bir tutam mavi serptim yüzüme, gülümsedim. Dediler, hâlâ karanlığın salkım, saçak..Kendine güvenin yok...Kaçtım!!!
Caddedeki yalnız bir mazgal gibi hissediyordum kendimi.. Palmiye ağaçlarına sordum, ben öldüm mü? Dediler, yavaş yavaş, acelen yok...Sineye çektim, biraz da korktum tabi yalanım yok..
Kaç güneştir kızgındım, bir ara şair olmuştum ama öfkemi hiç yazmamıştım..Deniz dedi, güz geldi, haberin yok...O yüzden mi dedim, ellerim titriyor. Rüzgâr dedi, dinginliği sana üfleyeceğim, huzurun yok...
Sordum.
Kimi suçlamalıyım?
Her gün, kabullenmenin bir parçası olan, sıradanlaşmışlığın içinde yok oluyorum....
Donuklaşıyor bakışlarım, herkes gibi..
Cevapları fısıldadığınız yok...
Denizin üzerinde rüzgârla beraber koşturabilen, çırılçıplak bir çocuk olamaz mıyım..
Dip saplantınız var diye bağırdı bana deniz ve rüzgâr..Cevapları duyduğunuz yok...
Çok kaçtım, hemen..
Seslendiler arkamdan
Bulamayacaksın hiç kendini
Doğru dürüst aradığınız yok......
hayatı akışına bırakmalı diye düşünüyorum.........
selam ile arkadaşım güzel bir çalışma sürükleyici.......