Giderek Ben 7

Biz, siz, ben olmak, bir süreçtir. Ben, hem elan bir gerçekliktir. Kesikli-sınırlıdır. Hem de natamam-bitmemiş, sürekli- oluşla olgu, olay, olam özelliktir. Bu bağlamda hem biziz, hem de biz değiliz. Açıkçası kesikli (sınırlı) bir durumun, bir anında bizken; süreklilikler içinde bir önceki sınırlı durum oluşla şimdiki biz değiliz. Her yaşımız aynı ben değildir.

Sürecin (ömrünüzün) gelip geçici bir anıyla siz, sizsinizdir. Şu anki siz haliniz gelişme içinin gelip geçici olan, kesikli-sınırlı olan; tanımlı bir durumunuzdurlar.

Size siz dediğimizin o kesikli ve belirli anında dahi siz, iç ve dış durum olacakla sürekli değişen; artan, azalan nicelimler içinde olacaksınızdır. Bu durum dahi sizin, zaman içinde; zamana (devinime) bağlı gelişmelerle, sürekli oluşunuzdur.

Ben olmanın süreci yaşam içinde böyle uzun ve karmaşıktır. Bir aşkı ve aşka dek vesileci benliğiniz bu kesikli süreklilik içinde olgunlaşır. Amiyane deyişle kaşarlanır. Olgunlaşma başka nedir ki? Evren bitmiş olan tamam olan bir olgu ve olayı tanımaz. Böyle olay çözülür.

Siz her gün yaşamınızı yeniden ve yeniden üretmek zorundasınızdır. Her gün temizlik yapar olursunuz; yemek yaparsınız; çalışırsınız. Her gün karı koca ilişkili olursunuz; yeni yeni öğrenirsiniz. Her gün soluk alır, özümleme yapar, hareket eder vs. içinde olursunuz. Bunlar sürecin kesikli, sürekli, çevrimli olması ve zamanın akmasıdırlar.

Her tekrarı durumda tekrarı olanlar sizin oluşunuz için bir bağıntı ve girişmedirler. Bunlar sizi var kılmakla bunların size yansıması sizsiniz. Ama bir önceki siz, şimdisiyle önceki siz değilsinizdir. Şimdiki sizle Siz, önceki siz üzerine devinişle; önceki sizden, daha fazla siz sinizdir.

Evren süreçleri, görece devinimler içinde; kesikli sürekli ve birbirine bağıntılı girişme yaparak zamanını akıtır. Aksi halde zaman akmazdı (zaman geçmezdi). Her bir olay kendi sınırları içinde oluşla ve dış bağıntılarıyla tanım oluşla bilinirler. Her kesikli olay, akan zamanın (sürecin) bağıntı ilişkileriyle, o sürecin alt basamağı olurlar.

Hayat bir tek hücrenin inşası ile yola çıkmıştı. Şimdi çok hücreli oluşun karmaşıklığı ile bir de öznelliğin (bilen ben olma-eylemli ben olmanın) içine gelmişti. Yalınlık karmaşıklaşmış, karmaşıklık öznelliği ortaya koymuştu.

İşte ben artık bir hücrenin inşa oluşundan (kendi inşa bilgisini tekrarlama, enerjiyi dönüştürme ve kendisini replikasyon yapmaktan) daha farklı ve daha başka bir şeydi. Tek hücre bir hücreler birliği inşası oluşla, yeni bir düzlem ve yeni bir süreç boyuttu.

Çok hücrelilik doku ve organ oluşla özelleşen hücrelerdi. Özelleşen hücre o özel alanda uzmanlaşan hücreydi. Uzman hücre ilke olurla bütün hayat sal olayları yapabilirken şimdiki çoklu hücre içinde artık bunu yapamaz bu eğilimiyle beliremez denli özel hücre olmanın uzmanlığı sürecin belli bir işini yapmakla yükümlü olmuştu.

Bu süreci çok verimli kılan bir kazançken, çok hücre içindeki tek hücre diğer işlerde diğer hücrelere bağımlı oluşla hayat sal olayları yapamamak gibi bir düzen içinde, yetenek baskılanması kayıplarıyla uzman hücrelere dönüşmüştürler.

Gerçi çoğu uzmanlık işlevi de tekil hücre düzleminde hiç olmayan işlevlerdi. Bu işlevler hücreler birliğiyle ulaşılan bir düzlemi kazançtı. Yani her organ içindeki bir hücre başlangıcın tekil hücresi iken; şimdiki çok hücre içinde tek hücrede olmayan fonksiyonlarla da uzmanlaşmış bir hücreydi.

Sürekli savlarımızdan birisi olan yeni bir oluşma hangi zorunluluklarla, çevresel sunum içindeki olanaklı durumların seçilmesi olursa olsundu; o, oluşma sadece oluştuğu şeye hizmet etmez; mutlaka olumlu olumsuz oluşla bambaşka yansımalara da neden olurdu.

Bu tür zorunlu olanın yine başka tür zorunlu olan yansımalarını, bir hücrenin hayatı devam ettirişle kendisini eşlemesi süreci içinde görmek te olasıdır. Bir hücreliler bir türden hücreler değildi. Enerji sağlama ve enerjiyi dönüştürme bağlamında da başka başka özellikte hücreler oluşla, giderek hücreler birliğinin alt yapısını da oluşturmuş oluyorlardı.

Sürecek

30 Ocak 2013 4-5 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar