Gidişinden Beri
Gidişinden beri bir neyin uğultusu... Sepya bir fotoğraf... Zigon sehpada kurumuş bir gül...Senden geriye kalan... Bir de anılar ve de düşlerim...
Düşlerinde de boğulurmuş insan... Ben gecenin en dip karanlığında bir el-vedası sözcüğünde boğuluyorum. Şiire gebe bir şair gibi mısralar beynimde...
Oysa hüzzamdan çalınma notalar gerekliydi bana gözlerin gibi. Do, re, mi, fa, sol derken ben sol yanımın sızısında...
Bu gece teamülden bir karamsarlık var üzerimde. Rodrigo' nun gitar konçertosunu dinlemek gibi... Sonra bir de Samsun 216. Ellerimde kokusu; çayımın yalnızlığında...
Neden sonra öksürdüğümü hatırladım. Cigara içmediğim geldi aklıma güldüm geçtim. Karbon monoksit zamanlar yaşıyorum. Üzerimde bir yorgunluk. Katrana bulanıyor gecelerim...
Yakıcı bir kaynak şişesinin içerisinde yankılanıyor ismin. Yine kavağa geldim. O çok sevdiğin denize nazır bir bankta oturmuş ufukların sisli ve de görünmez siyahlığında hayal edebildiğim tek şeyin gözlerin olmasının sessiz isyanındayım. Çünkü o gözler ki bir Orhan Baba şarkısında dediği gibi sev demişti bana...
Oysa önce gözlerine gelirdi bahar. Benimse gözlerimde bir yağmur. Bak hala bankta bakıyorum ufka. Hala Rıza abinin tavşan kanı çayını yudumluyorum ve hala atıyoruz balıkçı Hasan'la bir iki tek...
Tenekeden bozma sobamız, mızrabı kırık bağlamamız ve de türküler var şimdi. Bir de gözlerin... Gözlerinin hayali... Yokluğun peki... Sorma, mum çiçeğim yokluğun ayaz gibi içime işliyor...
Bilsen ne çok özledim seni... Serde delikanlılık var, delikanlı adama ağlamak yakışmaz derler. Ağlamıyorum ama gözlerimde bir yağmur... Gidişinden beri...