Gitmeyecek miydin
Şimdi anladım, seni gördüğümde kulağımda çalan kanlı ıslık sesi meğer İsrafil'in sur'uymuş. Kopacak kıyametin haberi diye yazar bağlı olduğumuz dinin kitabında. İsrafil sur'a üfler, ve kıyamet başlar. Bana özel bir kıyametti belki de bu, o bildiğimiz kıyamet henüz kopmadı çünkü. İnsanların yaşamaya devam ediyor olması da bunun en büyük delili. Ben bu sesi önceden hiç duymamıştım. Peki neydi bu? Seni gördüğümde niye bu ses tur atıyordu kulaklarımda? Umursamadım. Çünkü gözlerini tanımlıyordum, hiçbir şey alıkoyamazdı artık beni kalbime sızan zehirli gaz misali kalbimde hissettiğim bu duygudan. Ki ben imtihandan geçmeden sevdim seni, sualsizce. Şimdi ise, yalnızlığım kanarken kelimelerimin ucunda,
Giderek seni daha çok seviyorum demeseydim, gitmeyecek miydin?
Aşk sabretti, dayanacak gücü kalmamıştı. Bir gül olmuştum ben. Sen, güller açmamda
benim için en önemli ihtiyaç haline gelen bir kök. Sen varsan gülüyordum. Sen olmayınca, şimdi olduğu gibi yüzüm asık, rengim soluk, ve bedenim her zaman olduğundan çok daha fazla yalnız. Sigara içiyorum artık yokluğunda. Sen olmadığında öksürük nöbetlerimin başlaması belki de bu yüzden. Biliyorum sana içmemen için yalvaran bendim, içme diye konuyu uzatanda, ama görüyorsun ya işte beni bile alıştırdın şu illete. Artık sigara sensin, içtikçe eriyor bedenim. Verdiğim her nefeste gökyüzüne uçup kayboluyorsun, defalarca bırakıp gidiyorsun beni. Yoksan eğer, sigaranın ateşinde ısıtıyorum ellerimi. Isınabildiği kadar işte, bunun için bile bir umudum var. Akrep ve yelkovan ara vermeksizin aynı yolda koşarken,
Giderek seni daha çok seviyorum demeseydim, gitmeyecek miydin?
Yağmur yorgun ve sırılsıklam düşerken birer birer gökyüzünün avuçlarından, bu dramı penceremden izliyorum. Düşünüyorum, kesin ıslanıyordur birilerinin kolları altında. Romantizmin esrarını en iyisinden yaşadığınızı tahmin etmek hiçte zor değil. Bu büyüye kapıldığınız apaçık ortada değil mi zaten? Senin gibi, anadan doğma, apaçık. Kendine biraz dikkatlice baksan anlayacaktın zaten, her şeyin ortadaydı, tüm çıplaklığıyla. Haksız yere seni hayal etmiştim. Göz kapaklarından sarkıp, kalp kapakçıklarından içeri girmenin bir yolunu arıyordum. Kirpiklerine tutunmayacaktım inan, amacım intihar edip kalbine düşmekti. İnanmayacaksın biliyorum ama hayallerim kırık artık. Kırılmışlıkların beynime battığına seni nasıl inandırabilirim ki zaten. Üstelik seni sevdiğime bile inandıramamışken..
Şimdi seni kaybettim. Oysa hala adının her harfi için kurban olurum. Ben en fazla ?beş' harf daha ölürdüm ama,
Giderek seni daha çok seviyorum demeseydim, gitmeyecek miydin?
Pencerem den sokağın en başındaki köşesine gözlerimi seriyorum. O köşeden dönüp gelecek, sevginin değerini öğrenecek! Ne garip değil mi, senin o sokağı bildiğin bile yok. Umutlar sınır tanımıyor işte. Sevinçle evden çıktığımı ve koşup sana sarılıp ağlayışımızı. Hep oraya bakarak kafamda geleceğini tasarlamak ne saçma. Oysa aşık olan çoğu erkeğin üzerine yalnızlık giydiren bir kadın mutlaka olur. Bu sonuç kaçınılmaz.. şimdi sen yoksun ya, ben her şeyden yoksun kaldım. Gidişine uydurduğum sebepleri saymaya kalksam Dünyanın en büyük yalancısı benim. Neyse sen bana aldırma kafam biraz karışık. Yüzüne bakıp gözyaşlarında kendimi göreceğimin hayalini kurarken aklıma bir şey takıldı da,
Giderek seni daha çok seviyorum demeseydim, gitmeyecek miydin?
Gitmek hazindir çoğu zaman, bir şehirden, bir beldeden ya da bir aşk dan gitmek... Seviyorsa insan hele hele de aşk denen duygu ile yeni yeni tanışmışsa...İlk aşk insanın ayaklarını çoğu zaman yerden keser, sade ayaklarını mı yüreğininde coşku dolu çarpmasını sağlar. Çoğu zaman terk edilmek çok kötü yapar insanı, hele bu da yüreğinize daha yeni yeni koymaya çalıştığınız bir sevgili ise, bir daha hiç kimseyi böyle sevemeyeceği duygusunada kapılabilir insan. Ama kader belki de daha iyi bir aşk ya da sevgili de çıkarabilir karşımıza. Karamsar olmayıp yarısı dolu bardağın yarısının boş değilde dolu olduğunu düşünmeli. Kutluyorum seni Furkan sağlam bir yazı okudum...👍
Terk edişlerin ardındaki nedenleri hep merak etmişimdir, sıkılmak mıdır neden, yoksa sevgiye layık olamamak mı? İstemeden olmaz terk edişler, insan belki de karşısındaki insandan istediğini bulamadığını hisseder, yavan gelir aşkı, daha başka heyecan bulmaktır amacı.. Ama yapabileceği en saçma harekettir terk etmek, bize de ardı sıra bakıp iç çekmek düşer. Önümüze bakmak, ya da unutmak veya umursamamak zor olsa da, bizim de yapabileceğimiz tek şey bunlardan ibarettir...
Tebrikler..