Gökyüzü Gülümsemesi
Odam, bir mum parıltısı kadar aydınlıktı o akşam.Bir sevgilinin tebessümünden çok daha karanlık.Birkaç milyon mumla,Karşılık veriyor oysa gökyüzü.Gökyüzüne inat, birkaç mum daha alevlendirdim.Tekrar baktım gökyüzüne.Olmuyordu,yarışamıyordum onunla.Bir şeyler vardı onu bu kadar cazibeli kılan.Bir güç, bir tutku vardı bu ihtişamın ardında.Derken, elimde mum kalmayana kadar sabrettim.Ama yine olmuyordu. Ben mi hata yapıyordum onunla yarışmakla yoksa o mu beni küçük görüyordu, kestiremiyordum.İnatlaştım onunla.Onu geçeceğime ant içtim. İşte sabah olmuştu.Odam şimdi çok daha aydınlıktı.Çift camların görünmez boşluklarından sızan çocuk sesleriyle
daha bir şenleniyordu etraf.'İşte' dedim gökyüzüne'İşte seni bu defa geçtim'.Koştum dışarıya zaferimi kutlamak için ama dışarıya attığım ilk adımdagüneş almıştı beni esaretine.Kahroldum...
Çareler aradım, bitmez tükenmez düşüncelere daldım ama yoktu.Sustum.Hiçbir şey söylemeden dışarıya çıktım.Kaldırımdan geçen insanları seyrettim,geçen arabaları saydım caddeden denizdeki martıların,dalgalarla girdiği savaşa tanık oldum.İzlemek için bir simit aldım,sonrası oturdum.
Gariptir ki,kuşlardan bana düşmedi bile.Balık tutan insanların,gözlerindeki umudu gördüm.Birde, balıkların son çırpınışındaki gözlerini.Odama döndüm tekrar. İçimdeki savaş yeniden canlandı. Unutmaya gitmiştim oysa bu savaşı.Tekrar denemedim bile gökyüzüyle yarışmayı.Hiçbir şey yapamadım.Donakaldım ,öylece oturakaldım. Derken o geldi odama.Bir kaç mum yaktım,Gözlerini görebilmek adına.O da gülümseyiverdi birden içimdeki savaşı anlamışçasına. Aydınlanıverdi odam sonra.İşte şimdi yenmiştim gökyüzünü. Hem de birkaç mum farkıyla